Tabii ki, bu tuğlaları alıp | TED | نعم، بالطبع، يمكنني أخذ تلك الطوب وبناء جدار جديد |
Yeterince içtin. tuğlaları getir ve devam et. | Open Subtitles | لقد أسرفت بما يكفي في الشُرب إحضر هذا الطوب و إنهض |
Yeterince içtin. tuğlaları getir ve devam et. | Open Subtitles | لقد أسرفت بما يكفي في الشُرب إحضر هذا الطوب و إنهض |
Ne tahılları öğüten, Mısır'ın tuğlaları için saman yapan öküzlere ağızlık takmalısın, ne de buğdayı sapından ayırmak için rüzgarda sürekli buğday savuran ağzına kadar dolu Nil teknelerinden durmamacasına sahile buğday taşıyan kölelerin emeklerini karşılıksız bırakmalısın. | Open Subtitles | ظلت الثيران تطأ حبوب الذره تصنع القش لحاملى الأحجار فى مصر لا تستثنى الأذرع التى تغربل الحبوب فى الرياح |
Rahatla. Tamamen aynı tuğlaları kullandım. | Open Subtitles | اهدأ، لقد استخدمت نفس قطع القرميد |
Ayağının altındaki sarı tuğlaları izle. | Open Subtitles | حقّ الطريقِ من الطابوقِ الأصفرِ تحت أقدامِكَ |
"Emre sadık kalarak, tuğlaları çikolatadan..." | Open Subtitles | وبالفعل قوالب الطوب حلت محلها قوالب الشوكولاتة |
Bir başka deyişle yerde paslı tuğlaları damıtmak gibi | Open Subtitles | إنها تبدو و كأن أحداً قد أسقط حِملاً من الطوب الصدئ على الأرض. |
Jake Marley'i şeytandan beter olan Bree ile aldattı ve özür bile dilemedi ve bu Marley'i gülleyle yıktığı duvarın tuğlaları gibi parçaladı. | Open Subtitles | جاك خان مارلي مع شيطان الهيلسبون بري وهو لم يقل حتى أسف الذي ضرب مارلي كطن من الطوب |
Örmüş tuğlaları neşe meskeni için. | Open Subtitles | ولا بد لي من الطوب للأفراح المنزل. حتى الآن |
Yapma, yazılımın kemerin önünde durup tuğlaları fark edemezdi. | Open Subtitles | بحقك ، نظامك لم يستطع الوقوف أمام أمر القوس ومقارنة الطوب |
Bir kere özür dileye gör, devamı gelir de gelir. Evin duvarından tuğlaları çıkarmaya benzer bu. | Open Subtitles | إن اعتذرت مرة , فستفعلها مجددا , و مجددا , و مجددا كأخذ الطوب من بيتك اللعين |
tuğlaları yapmak için temel malzemeler İçinde birazcık su bulunan taze çamur, | Open Subtitles | والمواد الأولية لصناعة قوالب الطوب هى الطين مع بعضِ من الماء |
Evdeki taklitlere bakmak yerine aslında elle yerleştirilmiş tuğlaları hissediyorsunuz ve dar çatlaklar arasında aşağı ve yukarı yalpalanıyorsunuz ve ıslanıyor ve çamulanıyorsunuz ve karanlık bir tünelde el lambasıyla yürüyorsunuz. | TED | بدلاً من إلقاء نظرة على تلك الصور في المنزل، فيمكنك في الواقع تحسس الطوب المرصوف يدوياً وتتقافز هنا وهناك بفعل التصدعات الضيقة وتبتل ويلوث ثيابك الوحل وتخطو في نفق مظلم بكشافك اليدوي. |
Tuğlacıların ayaklarının çamur ve samanı, Firavun'un tuğlaları için karıştırdığı çamur bedenlerin oluşturduğu bir cehennem ve her yerde ustabaşıların kamçısı zayıfların sırtını haşlamaya hazır. | Open Subtitles | جحيم من الوحل كان ينقعونه بأجسادهم و حيث يطأونه بأقدامهم يقلبون فيه الطين على القش و يحيلونه إلى خليط لأجل الطوب الفرعونى |
Tuğlacıların ayaklarının çamur ve samanı, Firavun'un tuğlaları için karıştırdığı çamur bedenlerin oluşturduğu bir cehennem ve her yerde ustabaşıların kamçısı zayıfların sırtını haşlamaya hazır. | Open Subtitles | جحيم من الوحل كان ينقعونه بأجسادهم و حيث يطأونه بأقدامهم يقلبون فيه الطين على القش و يحيلونه إلى خليط لأجل الطوب الفرعونى |
Bu tuğlaları isimsiz göndermeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن أرسل تلك الطوب على مجهول. |
tuğlaları ruhum, koridorları damarım oldu. | Open Subtitles | الطوب هم أصدقائي والممرات، عروقي |
Ne tahılları öğüten, Mısır'ın tuğlaları için saman yapan öküzlere ağızlık takmalısın ne de buğdayı sapından ayırmak için rüzgarda sürekli buğday savuran ağzına kadar dolu Nil teknelerinden durmamacasına sahile buğday taşıyan kölelerin emeklerini karşılıksız bırakmalısın. | Open Subtitles | ظلت الثيران تطأ حبوب الذره تصنع القش لحاملى الأحجار فى مصر لا تستثنى الأذرع التى تغربل الحبوب فى الرياح |
- Ufalanan tuğlaları duyabiliyorum. Bay Shankar, siz duyuyormusunuz? | Open Subtitles | يمكنني سماع القرميد ينهار يا سيد (شانكر ) هل بإمكانك سماعه ؟ |
Boş ver tuğlaları. | Open Subtitles | ساعدْني اللعنة على الطابوقِ. |
Lütfen yeni tuğlaları buraya koyun ve eskilerini götürün. | Open Subtitles | أرجوك ضع القوالب الجديده هنا و إنزع القديم |