| Bir tuhaflık var. Milis bana yardım etti. Artık bizden nefret etmiyorlar mı? | Open Subtitles | شيئا غريبا حدث أعضاء فرقة العاصفة ساعدوني |
| Bence lastikte bir tuhaflık olmuştu. | Open Subtitles | بالنسبة لي، أظن أن أمرا غريبا حدث للإطارات |
| O konuyu çok çabuk atlattı. tuhaflık daha sonra başladı. | Open Subtitles | لقد تغاضي عن ذلك سريعا ولكن الغرابة فيما بعد ذلك |
| Sıklıkla biriyle tanıştığımda ve hakkımda bunu öğrendiklerinde belli bir tuhaflık oluyor. | TED | عادة عندما أقابل شخص ما وهم يعلمون ذلك عني فهناك نوع ما من الغرابة يستشري فيما بيننا |
| Bana mı öyle geliyor yoksa bu suç mahallinde bir tuhaflık mı var? | Open Subtitles | هل أنا أتوهم ذلك أم ثمّة أمر مريب بشأن موقع الجريمة هذا ؟ |
| Ama Çekilişi çözemedim? O konuda da bir tuhaflık var. | Open Subtitles | سأتحقق أيضاً من أمر القرعة هناك شيء مريب بها |
| Bu kuantum tuhaflık ilk olarak Erwin Schrödinger ve kedisi tarafından betimlendi. | TED | شرح لنا غرابة الفيزيا الكمية أول مرة.. إروين شرودينجر وهرته. |
| tuhaflık geni baskınsa sana da geçmiştir Aynı anne babaya sahibiz. | Open Subtitles | لو كان جين غرابة الأطوار مسيطر كنت ستصبح واحدا أيضا فنحن من نفس الأب والأم |
| - Evet... Onlarda bir tuhaflık farkettiniz mi? | Open Subtitles | ألم تلاحظ شيئا غريبا بشأنهما ؟ |
| Bugün sende bir tuhaflık olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | أنا عرفت أن شيئا غريبا معك اليوم |
| Bugün sende bir tuhaflık olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | أنا عرفت أن شيئا غريبا معك اليوم |
| Hayır, hayır. Ne tuhaflık olacak ki? | Open Subtitles | لا ما الذي يمكن ان يكون غريبا ؟ |
| Gördüğünüz gibi bu tuhaflık çok narin ve biz fizikçiler bunu laboratuvarlarımızda idame ettirmek için çok çalışıyoruz. | TED | فكما ترون، هذه الغرابة بالغة الرقة و نحن علماء الفيزياء نسعى جاهدين للحفاظ عليها في مختبراتنا. |
| Ama hemen sonra bir gözlerle ve ağızla ilgili bir tuhaflık dikkatinizi çekiyor. | TED | ثم تلاحظ شيئا فيه القليل من الغرابة حول الوجه والعينين |
| tuhaflık demişken Shishine Kalesi'nde bir şey inşa ediyorlar. | Open Subtitles | بالحديث عن الغرابة أنهم يبنون شيئاً فوق حصن شيشين |
| Kumarhaneler için olan sigara yönetmeliğinde bir tuhaflık var. | Open Subtitles | هناك بعض الغرابة المترافقة مع طرح قانون لمنع التدخين في الكازينوهات |
| O konuda da bir tuhaflık var. Evet... biliyor musun... | Open Subtitles | سأتحقق أيضاً من أمر القرعة هناك شيء مريب بها |
| Ve oradaki eski kulübede bir tuhaflık vardı. | Open Subtitles | وكان هنالك أمر مريب بشأن ذلك الكوخ القديم |
| İçeride. Ne koruma var ne de silah. Bu işte bir tuhaflık var ama içeride. | Open Subtitles | إنها هنا , لا حراس و لا سلاح هناك شئ مريب |
| Önce bunlar tuhaflık diye düşündüm. Ya da bizi etkilemek için. | Open Subtitles | إعتقدت في باديء الأمر بأنّهم كانوا غرابة أطوار أو تصنّعات... |
| Bu sabah, davranışlarında herhangi bir tuhaflık var mıydı? | Open Subtitles | هل حصلت أي غرابة في سلوكها هذا الصباح ؟ |
| - İnan bana, bu işte bir tuhaflık var. | Open Subtitles | ثق بي, هناك غرابة |
| Evie, bu akşam Simone'da bir tuhaflık ya da farklıIık sezdin mi? | Open Subtitles | إيفي " هل لاحظت أي شيء مختلف أو غريب " بشأن " سيمون " هذا المساء ؟ |