Tek parça gümüş rengi tulum, önünde v harfi ve çizme. Bu kadar. | Open Subtitles | بدلة رمادية من قطعة واحدة وقميص مخطط وحذاء |
tulum giymem mi, yoksa ucuz bir mayo? | Open Subtitles | من أجل أن أرتدي بدلات العمال أو بدلة سباحة سخيفة |
Bak, güzel bir yere gitmek istiyorsan, tulum ya da Akumal'a git. | Open Subtitles | اذا ا ردت الذهاب الى مكان جميل اذهب الى تولوم أو اكومال |
Hem niye yeni bir tulum almıyorsun, işe sakallı geliyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تشتري ثياب جديدة وتقوم بحلاقة ذقنك |
Beyaz bir tulum, şapka ve toz maskesiyle orada olmamı istediler. | Open Subtitles | قالوا اللقاء سيكون هناك مع ارتداء معاطف بيضاء، قبعة، وأقنعة غبار |
- tulum değil o. | Open Subtitles | ليست ذاجة |
tulum. | Open Subtitles | وِزرة |
Eğer gelecekteki gardırobumun nasıl olacağını bana söylersen, belki cinayet silahını teyit edebilirim hapisteyken giyeceğim sarımsı tulum mu, yoksa mahkemem görülürken florışıyan portakal renkli kaba koleksiyon mu? | Open Subtitles | حسناً ربما أؤكد السلاح لو أخبرتني عن خزانتي المستقبلية بدلة أخضر الغابات ليوم سجني |
Kağıt tulum giymiş halde yakalanmak istemediler. | Open Subtitles | انهما لا يريدان أن يتم أيجادهما متوفيتان في بدلة من الورق |
Annenin ona diktiği kot tulum olabilir. | Open Subtitles | قد يكون بدلة الجينز التي صنعتها أمك لها. |
Turuncu renkli büyük bir tulum giymişsin ve gardiyanlar seni pataklıyor. | Open Subtitles | وأنت في بدلة برتقالية والحراس يضربونك |
FBI'ın turuncu bir tulum giymeye zorlanıp yol kenarındaki çöpleri toplamasıyla aynı şey. | Open Subtitles | مكافئ وجود جعل للبس بدلة قفز برتقالية... ويلتقط نفاياتا بالجانب الطريق السريع |
Umarım turuncuyu seviyorsundur. Küçük bir tulum | Open Subtitles | اتمنى انك تحب البرتقالي انها بدلة كاملة |
Meksika'nın Karayip sahilinde tulum'un güneyi federal olarak korunmuş bir kaynak, UNESCO Dünya Miras Listesi'nin bir parçası ve dünyada biyoçeşitliliğin en fazla olduğu bölgelerden biri. | TED | جنوب تولوم عند الشاطئ الكاربي بالمكسيك. هي محمية فيدرالية. موروث عالمي مصنف من اليونسكو واحدة من أكثر الأماكن تنوّعا في كوكبنا. |
Sanırım Turks ve Caicos ve tulum arasında bir yerlerde. | Open Subtitles | وأعتقدت أنها بمكان ما، بين (تولوم) و جزر (تركس وكايكوس). |
Belki biz de adamlarımıza tulum giydirmeliyiz. | Open Subtitles | ربما علينا أن نجعل رجالنا يرتدون ثياب الدهانين |
Bir atlet. Bir mağazada da şahane bir tulum gördüm. | Open Subtitles | هذه صدرية ورأيت ثياب جميلة في المتجر |
Belki tulum gerekebilir, kıyafetlerinizi korumak için. | Open Subtitles | ربما معاطف لتحمي كل ملابسك |
Belki tulum gerekebilir, kıyafetlerinizi korumak için. | Open Subtitles | ربما معاطف لتحمي كل ملابسك |
tulum değil. | Open Subtitles | ليست ذاجة |
Sokağa çöp koyduğunda tulum giymiş birisinin gelip onu alacağından eminsindir. | Open Subtitles | لا تقدّرين قيمة أنك عندما تلقين القمامة في الشارع، يأتي رجل ما ويأخذها. |
- tulum gibi bir şey giymiş. - Forefather Tamirat. | Open Subtitles | تبدو كحلة قفز. |
Bana da tulum pek yakışırdı be. | Open Subtitles | لكنتُ سأبدو رائعاً بها، بالبذّة الميكانيكيّة |
Ve tatlı Jenny'miz William'ın tulum'da misafiriyken harika şekilde "Lez Kızları" yeniden yazmış. | Open Subtitles | وفيما كانت الجميلة " جيني " ضيفة في " تالوم " أعادت بعض كتابة النصوص لـ " فتيات سحاقيات " وبمواصفات عالية |
- Ciddiyim. - Turuncu tulum beni solgun gösterdi. | Open Subtitles | أنا جاد، رداء السجن البرتقالي اللون كان يجعلني أبدو شاحباً |