| Ve biraz da o turtadan. | Open Subtitles | أوه , و بعضاً من هذه الفطيرة أيضاً , بما أنك صنعتها |
| Bir dilim de o turtadan, lütfen. | Open Subtitles | وربما قطعة واحدة فقط من تلك الفطيرة, من فضلك |
| O akşam, krala turtadan ikram etmiş. Kral da oğlunun tadını o kadar beğenmiş ki bir dilim daha istemiş. | Open Subtitles | في تلك الليلة قدم الفطيرة للملك، وأعجبه طعم إبنه لدرجة أنه طلب شريحة أخرى |
| Hangi restoranın daha iyi turta yaptığını bulmak istiyorsanız yalnızca bir kişiye her iki turtadan da yediremezsiniz. | Open Subtitles | اذا اردتم ان تعلموا اي مطعم لديه افضل فطيره لا يمكنكم الطلب من رجل واحد تجربه فطيره من كل مطعم |
| Kirazlı turtadan hayır gelmez. | Open Subtitles | لم يأتي اي شيء جيد من فطيره كرز |
| Yavaş bir tren yolculuğu ve iki hazır elmalı turtadan sonra--.. | Open Subtitles | بعد جولة بطيئة بالقطار و بعد فطيرتي تفاح |
| Ajan Cooper o turtadan bir dilim almak isteyebilir. | Open Subtitles | قد يريد العميل "كوبر" تجربة شريحة من تلك الفطيرة -فطيرة كرز؟ |
| Ve bu harika turtadan iki dilim daha istiyorum. | Open Subtitles | وقطعتان أخرتان من هذه الفطيرة المدهشة |
| Konuşmamızı bitirir bitirmez belki annen turtadan biraz verir. | Open Subtitles | حسنا , انت تعرف ذلك , بمجرد ان ننتهي من الحديث --ربما والدتك ستعطيك بعض من هذه الفطيرة --اريدها الان |
| Ben de turtadan biraz alacağım. | Open Subtitles | حسنً ، أنا ذاهب لأخذ بعض من هذه الفطيرة |
| Sana o sevdiğin sikik turtadan da alırım! | Open Subtitles | rlm; وسأشتري لك تلك الفطيرة التي تحبينها! |
| Şu vişneli turtadan alsan iyi olur. | Open Subtitles | ، ربما عليك الأكل من الفطيرة |
| turtadan bir dilim daha al. | Open Subtitles | فلتأخذ قطعة أخرى من الفطيرة |
| Biraz turtadan yemen konusunda ısrarlıyım. | Open Subtitles | الآن، أنا أصر أن تجربي فطيرتي |