Birisinin sözleri ile hareketleri arasındaki tutarsızlıkları görmek için sıcak noktaları bulmaya başlayabildiniz mi? | TED | هل يمكنك البدء بالحصول على النقاط الساخنة لترى التناقضات بين كلمات الشخص وأفعاله؟ |
Benim rüyalarım ve onun anıları arasındaki tutarsızlıkları düşününce. | Open Subtitles | ثم ذكرني بكل التناقضات بين حلمي وذكرياته |
Dikkatlice bakarsan tutarsızlıkları görebilirsin. | Open Subtitles | وإذا تمعنتِ بالنظر ستبدأين بملاحظة التناقضات |
Veritabanında işlem yaptığımda, büyük tutarsızlıkları fark edeceklerdir. | Open Subtitles | إنّهم... سيلاحظون أي تناقضات كبيرة في قاعدة البيانات |
Ajanlar, yanlış mürekkep tonlamasından kullanılmayan harf büyüklüklerine kadar en ufak tutarsızlıkları yakalamak için eğitilmişlerdir. | Open Subtitles | الجواسيس مدربون على معرفة حتى أصغر التناقضات من التاريخ المكتوب به إلى النوع الخاطئ من لون الحبر الحراري |
Bu durumlarda, genetik farklılıklar, her bir organizmanın tehditlere nasıl karşılık verecekleri gibi, yaşam süresindeki tutarsızlıkları açıklar. | TED | في هذه الحالات فإن الاختلافات الجينية، مثل كيفية تفاعل خلايا كل كائن مع الأخطار، غالبًا ما تكون مسؤولة عن التناقضات في طول العمر. |
Alan Junn'un söylediği bir şeydeki çelişkiye dikkat çekti bunun üzerine Junn da savunmaya geçip, onu eleştirmeye başladı onun söylediklerindeki tutarsızlıkları bularak. | Open Subtitles | أشار "آلان" إلى تناقض ما في "جُن", قالها وبدأت هي بالدفاع ,وأخذت بانتقاده .وإيجاد التناقضات فيه |
- Bu tutarsızlıkları açıklayabilir. | Open Subtitles | ربما يفسر هذا التناقضات |
Bazı tutarsızlıkları aydınlatmam için bana yardımcı olabileceğini umuyorum. | Open Subtitles | ...لذلك وددت لو توضّح لي بعض التناقضات |
Belgelenmiş varlıklarla potansiyel varlıklar arasındaki tutarsızlıkları iyi yakalamışsın. Bu çok büyük bir etki yaptı, Mike. | Open Subtitles | لقد اكتشفت التناقضات بين الممتلكات المسجّلة (و الممتلكات المحتملة ، هذا كان له صدى كبير يا (مايك |