Eski patronun çeneni kapalı tutarsan tanığın icabına bakacağını mı söyledi? | Open Subtitles | رئيسك القديم أخبرك إذا أبقيت فمك مغلقاً، سيهتم بأمر الشاهد عنك؟ |
Ulaşılabilir mesafede tutarsan içinden kullanmak da gelebilir diye düşündüm. | Open Subtitles | رأيت أنه إن أبقيت المخدرات، ستغريك بتعاطيها أو ما شابه. |
# Elimi tutarsan dünyam değişecek. # | Open Subtitles | لو أمسكتِ بيدى سوف يتغير عالمى |
Çekicin ucundan tutarsan güçlü ama kontrolsüz vurursun. | Open Subtitles | لو امسكت بالنهاية لديك القوة , ولكن بدون سيطرة |
Eğer kolunu birkaç saat boyunca hareketsiz tutarsan... kolundaki siniri felç edebilirsin. | Open Subtitles | لو ابقيت ذراعك مجمده لساعات يمكن ان تتلف اعصابك الى حد الشلل |
Lütfen. Ruhu ne kadar içinde tutarsan, ayrılması da o kadar uzun sürer. | Open Subtitles | أرجوكِ، فكلّما أبقيتِ روحاً بداخلكِ كلّما زاد ما ستأخذه معها في رحيلها. |
Lütfen, eğer o küçük çocukları güvende tutarsan, cesur olacağım, yemin ederim. | Open Subtitles | أرجوك يا إلهي، أعدك سأكون شجاعاً .إن حافظت على هؤلاء الأطفال بأمان |
Sözünü tutarsan ikiniz de serbest kalacaksınız. | Open Subtitles | حافظي على وعدك وستنالين حريتك انتِ أيضاً |
Sen sözünü tutarsan, ben de tutarım. | Open Subtitles | لو حفظت وعدك .. سأحفظ وعدى |
Ondan hoşlandığını sanıyordum. Onu biraz daha kapı eşiğinde tutarsan, elinden kaçırırsın. | Open Subtitles | و اذا أبقيته بـ بالشرفه في الخارج فترة أطول ستخسريه |
Eğer aşağıda bir tanecik insan bile tutarsan senin için parti vereceğiz. | Open Subtitles | إن أبقيت مريضاً في الأسفل فسنقيم لك مهرجانا |
İşin özü, suratını suratımdan uzak tutarsan, sonsuza kadar iyi arkadaş oluruz. | Open Subtitles | خلاصة الكلام سنكون أفضل أصدقاء على الإطلاق إذا أبقيت وجهك بعيد عن وجهي |
İşlerin nasıl gideceğini asla bilemezsin ama zihnini ve kalbini açık tutarsan bir gün kendi kaderini bulacağına inanıyorum. | Open Subtitles | لن تعلم أبداً كيف ستسير الأمور و لكن إن أبقيت عقلك مفتوحاً و قلبك مفتوحاً أعدك أنك ستجد مصيرك يوماً ما |
Eğer beyni ayık, vücudu hareketsiz tutarsan, bozulmaya başlar, saçlar dökülür. | Open Subtitles | إذا أبقيت الدماغ صاحياً والجسم جامداً يتفكك ويفقد شعره |
# Elimi tutarsan sevinçler benim olacak. # | Open Subtitles | لو أمسكتِ بيدى سوف أنال كل السعادة |
# Elimi tutarsan dünyam çiçek açacak. # | Open Subtitles | لو أمسكتِ بيدى سوف يُزهر عالمى |
Kavgada adamın sikini tutarsan o gece kendini öldürmen gerekir. | Open Subtitles | اذا امسكت بعضو رجل ما فى قتال يجب ان تقتل نفسك تلك اليلة |
İyi bir şey tutarsan getir. | Open Subtitles | لو امسكت بشئ جيد احضره هنا |
Bu tarz şeyleri seviyorum. Ellerini bu paradan uzak tutarsan cömertçe ödüllendirileceksin. | Open Subtitles | لكنك ستكافئ بشكل جيد ان ابقيت يدك بعيدة عن هذا المال |
Lütfen. Ruhu ne kadar içinde tutarsan, ayrılması da o kadar uzun sürer. | Open Subtitles | أرجوكِ، فكلّما أبقيتِ روحاً بداخلكِ كلّما زاد ما ستأخذه معها في رحيلها. |
Ama sonunda odanı bir ay temiz tutarsan köpek alabilirsin dedi. | Open Subtitles | أخيرا قالت أنني أستطيع أن أحضر كلب إذا حافظت على نظافة غرفتك لمدة شهر |
Notlarını iyi tutarsan, gelip bir daha ata binebilirsin. | Open Subtitles | حافظي على مستواكِ أيضاً، وربما ستركبين الحصان مجدداً |
Eğer benim sırrımı tutarsan, ben de seninkini tutarım. | Open Subtitles | سأحفظ سرك إنّ حفظت سري |
Biraz daha canlı tutarsan kendine buradan çıkış bileti alabilirsin. | Open Subtitles | إذا أبقيته علي قيد الحياة لفترة أطول ربما سيكون تذكرة خروجك من هنا |
Fazla tutarsan, tuvalete oturup sıçmamaya benzer. | Open Subtitles | لو أمسكتها كثيراً سيكون مثل دخول الحمام دون تبول |
Çok doğru. Ama eğer bir aptal tutarsan, her şeyi ters yapar. İşte bu kadar! | Open Subtitles | بالضبط، لكن إذا إستأجرت أبلهاً لينجز لك العمل فإنه سيفعله بشكل عكسي |
Sen ajansın ama sözünü tutarsan onu yine görürsün. 100.000 dolar. | Open Subtitles | أنتَ ضابطٌ فدراليّ، لكن إن حافظتُ على وعدكَ فستراه سالماً مُجدداً، أود 100 ألف دولار. |
Şu görüşmeyi yapana kadar gizli tutarsan memnun olurum. | Open Subtitles | سأكون ممتنة لو أمكننا إبقاء الأمور هادئة حتّى نعقد هذا الإجتماع |