Ancak eski tutkusunun döndüğünü hissetti. | TED | لكنه شعر بكل طموحه القديم لعودتها.. |
Sonra siradaki tutkusunun sizler oldugunu anladim. | Open Subtitles | بعد ذلك ادركت ان طموحه التالي كان... ... انتِ |
Bunlar hiper yerel üretim için onun tutkusunun devamını temsil eden ayakkabılar. | TED | هذه الأحذية تمثل استمرارية شغفه للتصنيع المحلي. |
Onu bira içmeye davet ediyorum ve bana dünyadaki bütün tutkusunun bir fark yaratmak olduğunu söylüyor. | TED | لذا قمت بدعوته لنحتسي مشروبًا و قام بإخباري عن شغفه ليكون عنصرًا مؤثرًا في هذا العالم |
Ve 83 yaşında hâlâ tutkusunun peşinde: | Open Subtitles | و بعمر83، هو حتّى الآن يزاول شغفه - النمل. |
tutkusunun gücünden dili tutuldu. | Open Subtitles | أسكتته قوة شغفه |