Newton'ın sefil aile hayatından uzak kalmasını sağlayan tek sığınağı şeylerin nasıl işlediğini anlama tutkusuydu özellikle de doğanın kendisinin. | Open Subtitles | ملجأ نيوتن من حياته الأسرية البائسة كان شغفه بفهم كيفية عمل الأشياء و بالأخص الطبيعة نفسها. |
Newton'ın sefil aile hayatından uzak kalmasını sağlayan tek sığınağı şeylerin nasıl işlediğini anlama tutkusuydu özellikle de doğanın kendisinin. | Open Subtitles | ملجئ نيوتن من حياته العائلية التعيسة كان شغفه في فهم كيفية عمل الأمور وبالذات الطبيعة بنفسها |
Bütün bu olay, hayalet avcılığımız yani onun tutkusuydu. | Open Subtitles | كل هذا الأمر، مطاردة الأشباح... كان شغفه. |
Bazı insanlar torbalamanın aptalca olduğunu düşünebilirler, ama bir markete ilk girdiğim günden bu yana hayatımın tutkusuydu. | Open Subtitles | قد يعتبر البعض إنّ عمليّة التوضيب سخيفة لكنها كانت شغف حياتي منذ زرتُ متجر بقالة أوّل مرّة |
Antik Mısır babamızın tutkusuydu. | Open Subtitles | شغف والدنا كان مصر القديمة |
Bu onun müziğe karşı olan bir tutkusuydu. | TED | هذا كان شغفه نحو الموسيقى |
- En büyük tutkusuydu bu. | Open Subtitles | -أنه كان شغفه الكبير. |