O ise 10 polisle birlikte gelip herkesi hayvan istismarından tutukladı. | Open Subtitles | نعم,لقد ظهر مع عشرة شرطيين, اعتقل الجميع من اجل وحشية الحيوانات |
Hepsinde, FBI saldırgan ve gizli terörizm karşıtı operasyonlarda 175'den fazla kişiyi tutukladı. | TED | في المجمل اعتقل مكتب التحقيقات الفدرالي أكثر من 175 شخصا بعدوانية، و ضربات استباقية سرية لمواجهة الإرهاب |
Polis sabah aileyi tutukladı, efendim. Dışarıda olmalıydı. | Open Subtitles | ألقت الشرطة القبض على عائلتها هذا الصباح, يا سيدي لابد أنها كانت بالخارج |
Ancak, FBI eski CTU ajanı Tony Almeida'yı tutukladı. | Open Subtitles | ومع ذلك، اعتقلت المباحث الفدرالية عميل سابق من وحدة مكافحة الإرهاب |
O dedektif, babanı tutukladı. Ne yaptığını biliyor. | Open Subtitles | ذلك المحقق إعتقل والدك وهو يعلم بما فعلته |
Yeni komiser, onu bir haftada 3 kere tutukladı. | Open Subtitles | ضابط الشرطة قبض عليه 3 مرات في اسبوع واحد |
Bilgi İletme Teşkilatı yanlış kişiyi tutukladı. | Open Subtitles | و كالة نقل المعلومات هي التي إعتقلت الرجل الخطا |
Hem de tüm Amerika'da. Benim babam bir keresinde tek gecede 15 kişiyi kendi başına tutukladı. | Open Subtitles | ذات مره اعتقل خمسة عشر شخصا فى ليلة واحدة |
"Barrow'un peşindeki bir polis iki memuru tutukladı. | Open Subtitles | اعتقل شرطى ضابطين أثناء مطاردة بارو |
Tek başına. Benim babam tek başına yirmi beş kişi tutukladı. | Open Subtitles | والدى اعتقل خمسة وعشرون بمفرده |
Athelney Jones sadece Thaddeus'u değil bekçiyi, ve avcıyı, ve 2 Hintli hizemetçiyi de tutukladı. | Open Subtitles | اتيلنى جونز القى القبض ليس فقط على السيد تاديوس و لكن ايضا على حارس البوابه. و حارس الطرائد |
CBI baba-oğul ikilisini tutukladı. | Open Subtitles | تلقي سي بي إل القبض على ألابّ و إلابن الثنائي المحتال |
FBI bugün, terörist olduğunu iddia ettiği bir kişiyi tutukladı. | Open Subtitles | أعلنت المباحث الفيدرالية عن إلقاء القبض على 4 إرهابيين مزعومين اليوم |
NYPD iki ay önce annesini tutukladı. | Open Subtitles | شرطة نيويورك اعتقلت والدتها .... منذ شهرين |
Polis, benim şu park görevlisini tutukladı. Ama avukatı, arama emrinin kusurlu olduğunu kanıtladı ve onu serbest bıraktırdı. | Open Subtitles | اعتقلت الشرطة خادمي المفضّل، ولكن" "محاميه أخرجه بسبب مذكرة بحث معيبة |
Pilotu birisi tutukladı mı, onu bilmek istiyor. | Open Subtitles | تودأنتعرف، هل هناك من إعتقل الطيار؟ |
Polis de çocuğu kendi evindeyken tutukladı. | Open Subtitles | الذي إعتقل الولد الظهر في بيته الخاص. |
Şu Alaric denen polis, tamamen yasadışı olarak bizi tutukladı. | Open Subtitles | هذا الشرطي ألاريك قبض علينا ولكنه كان شيئ مزيف |
Bugün, polis, Tarot Kartı Seri Kâtili'ni tutukladı. | Open Subtitles | فاليوم، إعتقلت الشرطة منفذ جرائم التارو |
Fakat polis dün belli yoldaşları tutukladı. | Open Subtitles | وحينها قبضت الشرطة على أعضاء معينين من رفاقنا |
Kabile polisi tutukladı. | Open Subtitles | . اعتقلته شرطة القبيلة |
Askeri Birlik onu tutukladı. | Open Subtitles | الجيش هم من قاموا بإعتقاله. |
Baya ciddiye almıştı. Etraftakileri çeşitli suçlardan tutukladı. | Open Subtitles | أنه يأخذ الموضوع بجديه يقوم بالقبض على الأقارب بسبب الجرائم |
İsyanın kızgınlığıyla Unalaq, kendisine suikast düzenlemek suçuyla isyancıları ve Korra'nın ailesini tutukladı. | Open Subtitles | , غاضبا بسبب التمرد , أونولاك أعتقل الثوار ووالديّ كورا أتهمهم بالتآمر لأغتياله |
Dallas polisi Lee Harvey Oswald'ı tutukladı. | Open Subtitles | - لقد أعتقلت شرطت دالاس "لى هارفى أو أس " |
2012 yılında, FBI Seattle'ın dışında bir askere alma merkezine -ve tabii ki- FBI tarafından sağlanan silahlarla saldırı planlamaktan dolayı iki adamı tutukladı. | TED | في 2012، أوقف "م ت ف " أوقفت هذين الرجلين بتهمة التآمر لمهاجمة محطة للتجنيد العسكري خارج سياتل بواسطة أسلحة قدمها "م ت ف " طبعا |
Yeni polis onu bir haftada üç kez tutukladı. | Open Subtitles | رقيب الشرطة الجديد اعتقله ثلاثة مرات في اسبوع واحد. |
Direnişçiler Nazileri tutukladı ve kadın işbirlikçileri cezalandırdı. | Open Subtitles | قام أفراد المقاومة بأعتقال النازيين الباقيين ومعاقبة النساء المتعاونات معهم علناً |