Bu bok parçasını tutukladığımızda... bagajında üvey babasının evinden postaları vardı. | Open Subtitles | اسمعي، حين اعتقلنا هذا الحقير كان لديه بعض الرسائل في صندوقه |
Cochran'ı tutukladığımızda bir flash disk bulduk, bize varlığından bile haberdar olmadığımız bir Darknet sunucusuna erişim imkanı sağladı. | Open Subtitles | ما مجرد حدث هناك؟ عندما اعتقلنا كوكران، وجدنا محرك أقراص فلاش، واحد الذي قدم لنا الوصول إلى الظل محدد من Darknet، |
Peterson'ı tutukladığımızda kaçmak için vaktin olduğunu düşündün. | Open Subtitles | حينما اعتقلنا (بيترسون)، ظننتِ أنّ لديكِ وقت للهرب. |
ABD Savcılığı Dedektif Markham'ı yolsuzluk, tacir ve cinayetten tutukladığımızda bana suçlamada bulunmayacak efendim. | Open Subtitles | سيدي، لن يوجه المدعي العام إتهامات لي عندما نعتقل المحقق (ماركم) بتهم الفساد، المتاجرة والقتل. |
ABD Savcılığı Dedektif Markham'ı yolsuzluk, tacir ve cinayetten tutukladığımızda bana suçlamada bulunmayacak efendim. | Open Subtitles | سيدي، لن يوجه المدعي العام إتهامات لي عندما نعتقل المحقق (ماركم) بتهم الفساد، المتاجرة والقتل. |