Yargıç Kate Lavinio'nun cinayetinden, sizi tutuklamak için burada bulunuyorum. | Open Subtitles | أنا هنا للقبض عليك بسبب جريمة مقتل القاضية كايت لافينيو |
Gizli Servis seni tutuklamak için oraya geliyor. | Open Subtitles | الحراسة الخاصة في طريقهم للقبض عليك الان |
Orosco'nun dairesinde Korbell'i ve birkaç çalışanını tutuklamak için yeterince kanıt bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا أدلّة كافية في شُقة (أوروسكو) لإعتقال (كوربيل) وعدداً من مُوظفيه. |
tutuklamak için mi buradayız yoksa denetlemek için mi? | Open Subtitles | هل نحن هنا لاعتقال المجرمين أو افراد الشرطه ؟ |
Adam paraLı çaLışan bir köstebekti. Onu tutuklamak için nedenLerimiz vardı. | Open Subtitles | كان واشي مقابل المال، لم نكن هناك لإعتقاله أيـّها النقيب |
Seni dolandırıcılıktan, haraççılıktan ve federal bir memur gibi davranmaktan dolayı tutuklamak için her an burada olabilirler. | Open Subtitles | وسيكونون هنا في أي لحظة لإلقاء القبض عليكِ بتهمة الإحتيال الكسب غير المشروع وإنتحال شخصيّة ضابط فيدرالي |
Narkotik şu anda seni tutuklamak için geliyor. | Open Subtitles | وكالة مكافحة المخدرات في طريقها لمنزلك الآن لإعتقالك |
Diyorum ki elime onu tutuklamak için fırsat geçerse, bunu yapacağım. | Open Subtitles | كل ما أقوله, هو لو واتتني الفرصة للقبض عليه, فسأفعل |
Onları tutuklamak için hazırlanıyorlar. Herşey bitti. | Open Subtitles | وإنهم يستعدون للقبض عليهم لقد انتهى الأمر |
Serhas tabloyu aldığında onu tutuklamak için hazır olmalıyız. | Open Subtitles | عندما يفوز زركسيس باللوحة علينا أن نكون مستعدين للقبض عليه |
Alpha ve Bravo timleri, hedefı tutuklamak için harekete geçin. | Open Subtitles | فريقى الفا و برافو فتبداو التحرك للقبض على الهدف |
Kimligini saptar saptamaz onu tutuklamak için evine gittik. - Fakat o gözükmedi. Kaybolmustu. | Open Subtitles | فورَ تحديد هويّته، اتّجهنا لمنزله مستعدّين للقبض عليه، لكنّه لم يظهر |
Harika bir yem, ama bu davayı Patty'yi tutuklamak için nasıl kullanacaksınız? | Open Subtitles | إنها طعم رائع، لكن كيف ستسنغلّون هذا لإعتقال (باتي)؟ |
Birini tutuklamak için daha fazla kanıta ihtiyacı var. | Open Subtitles | نحتاج إلى أكثر من بضعة أدلة لاعتقال أحدهم. |
Keşke bu onu tutuklamak için yeterli olsa, ama ceset bulmalıyız. | Open Subtitles | أتمنى لو كان ذلك كافٍ لإعتقاله ولكن يجب علينا العثور على بعض الجثث |
İyi de bu onu tutuklamak için yeterli bir kanıt sayılmaz. | Open Subtitles | أجل، ولكن تلك ليست بالأدلة الكافية لإلقاء القبض عليها |
Rahat olun Bayan Jones. Sizi tutuklamak için gelmedim. Sadece konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | "يمكنكِ الإسترخاء يا آنسة "جونز لستُ هنا لإعتقالك فقط أود التحدث |
Çünkü ikimizde biliyoruz ki beni tutuklamak için hiçbir kanıtınız yok. | Open Subtitles | لأن كلنا يعلم أنه لا يوجد ما يدعو لإعتقالي |
Federal destek olmadan seni tutuklamak için buraya... geleceğimi mi sandın? Blöf yapıyorsun. | Open Subtitles | أتعتقد حقاً أنّي سأدخل هنا لأعتقلك بدون دعمٍ فيدراليّ ؟ . إنّك تتحايل عليّ |
Yetkililerin seni tutuklamak için kullandığı kanıtlar yasal olmayan yoldan ele geçirildi. | Open Subtitles | الدليل الذي استخدمته السلطات لاعتقالك تم الحصول عليه بطريقة غير شرعية |
İngiliz istihbarat beni tutuklamak için burada değil. | Open Subtitles | المخابرات البريطانية ليست هنا لتعتقلني |
Ofisimizin soruşturmayla ilgisi olanları tutuklamak için yardım ettiğini beyan edebilirim. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ أُعلنَ الآن بأنّ مكتبَنا ساعدَ في إعتِقال شخص مرتبط مع التحقيق. |
Beni tutuklamak için elinizde yeterli kanıt olmadığına göre... | Open Subtitles | مالم يكن لديك أدلة لأعتقالي |
Ike Clanton ile bir anlaşmazlığım ya da onu tutuklamak için bir sebebim yok. | Open Subtitles | لم تكن لدى مشكلة مع أيك كلانتون و لا سبب لدى لاعتقاله |
Güzel. Bulundurma ve dağıtmayı amaçlama suçundan tutuklamak için tam zamanında gelmişiz. | Open Subtitles | -جيد , فى الوقت المناسب لاعتقالها بالحيازه مع النية فى التوزيع . |
McGraw Meksika sınırından üç km dibindeydi, şimdide insanları tutuklamak için geri mi döndü? | Open Subtitles | (مكجراو) كان على بُعد ميلين من حدود "المكسيك"، وعاد ليعتقل الناس؟ |