Kevin Mitnick 1995 yılında şartlı salıverme kurallarını ihlalden ve bilgisyarlara izinsiz erişim suçlarından tutuklanıp hapse atıldı | Open Subtitles | كيفين ميتنيك إعتقلَ في 1995 وسَجنَ لإنتهاكِ الإختبارِ وإمتلاكِ أدواتِ الوصولِ الغير مخوّلةِ |
Bu sebepten 1994'te tutuklanıp 1999'a kadar Hindistan hapishanesinde kalmış. | Open Subtitles | هو إعتقلَ في 1994 لهذا الإختِطاف ووَضعَ في سجنِ هنديِ حتى 1999. |
Randall'ı öldürsün veya öldürmesin muhtemelen Jamie'nin tutuklanıp asılmasıyla son bulur. | Open Subtitles | وهذا على الأغلب سينتهي بجايمي معتقلاً ومن ثم يشنق سواء كان قد قتل راندال أم لا |
Randall'ı öldürsün veya öldürmesin muhtemelen Jamie'nin tutuklanıp asılmasıyla son bulur. | Open Subtitles | وهذا على الأغلب سينتهي بجايمي معتقلاً ومن ثم يشنق سواء كان قد قتل راندال أم لا |
tutuklanıp asılsın. Derhal. Duydunuz mu? | Open Subtitles | أُريد أن يُقبض عليه وأن يشنق حالاً هل سمعتني ؟ |
tutuklanıp Basra hapishanesine götürüldükten sonra, | Open Subtitles | بعد إعتقالهم و سجنهم بسجن في البصرة |
Emir subayın tutuklanıp göz altına alındığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال ضابطك المسئول بأنّه قد تمّ القبضُ عليك وإحتجازك |
Styler derhal tutuklanıp Queens'teki uyuşturucu satıcısını öldürmek... ve sekiz rüşvet olayına karışmakla suçlandı. | Open Subtitles | هو إعتقلَ بسرعة وأطلق عليه النار من تجار المخدارت فى "كويين" , وثمانية تهم بالفساد والرشوة |
Sonra da tutuklanıp Fox River'a geri döneceksin. | Open Subtitles | و بعدها ستصبح معتقلاً (و تؤخذ مجدداً إلى سجن (فوكس |
Bir adamın bu kadar tutuklanıp da ceza yememesi inanılmaz. | Open Subtitles | من المُدهش كم مرّة يُمكن لرجل أن يُقبض عليه بدون أن يقضي عقوبة سجن. |
Ya da tutuklanıp mahkemeye çıkmaya hazır ol. | Open Subtitles | أو استعد لأن يُقبض عليك وتُعرض على المحكمة |
- tutuklanıp gözaltına alınacaklar. | Open Subtitles | -سيتم إعتقالهم وسيُأخذون للحجز . |
Emir subayın tutuklanıp göz altına alındığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال ضابطك المسئول بأنّه قد تمّ القبضُ عليك وإحتجازك |