| Neden bu kadar çok insanın tutuklandığını anlamaya çalışıyordum sadece. | Open Subtitles | أحاول فقط أن أفهم سبب اعتقال هذا العدد من الناس. |
| Helikopter olayı yüzünden tutuklandığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت انه تم القبض عليك بسبب الطائرة؟ |
| Petrovich kardeşinin tutuklandığını söylemek için aramıştı. | Open Subtitles | بيتروفيتش اتصل و قال بأن شقيقه قد جرى اعتقاله |
| Ben de babamın ben 13 yaşındayken tutuklandığını, işkence gördüğünü ve geri kalan her şeyi anlatıyorum-- detaya girmek istemem, eminim bu uykunuzu getirecektir. | TED | وأخبرهم عن والدي وكيف اعتقل وتم تعذيبه عندما كنت في الـ 13، كل الماضي، لا أريد أن أتكلم في التفاصيل الآن، لأنكم ستملون. |
| Hırsızlıktan tutuklandığını ve senin onu kurtardığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّها اعتقلت لسرقة المتاجر، وأنّكَ قمت بإنهاء الأمر حينها. |
| Çocuğun tekinin hayalarını tekmeleyip tutuklandığını hatırlarım. | Open Subtitles | أتذكر حين تم اعتقالك لأنك ركلت ذلك الشاب بين قدميه |
| Yetkililer bugün USG Bannon, USG Ishimura ve Aegis 7'deki terörist saldırılardan sorumlu tutulan kişinin tutuklandığını açıkladılar. | Open Subtitles | امرأة: أعلنت السلطات اليوم عن اعتقال مشتبه به على علاقة بسلسة الهجمات الإرهابية الأخيرة |
| Gabe Coleman'ın cinayetler için tutuklandığını duydum. | Open Subtitles | سمعت عن اعتقال غابي كولمان بسبب الجرائم كل ما حدث كا مأساويا |
| Hanna'nın tutuklandığını senden duyarım sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت اني سأسمع اي شيء منك في اللحظه التي تم فيها اعتقال هانا |
| Beş kere tutuklandığını bana söylemeliydin. | Open Subtitles | كان يجب أن تخبرني أنه تم القبض عليك خمس مرات |
| Beş kere tutuklandığını bana söylemeliydin. | Open Subtitles | كان يجب أن تخبرني أنه تم القبض عليك خمس مرات |
| Bu adamın komşuları, onun neden tutuklandığını duyunca şaşıramayacak. | Open Subtitles | هذا ليس من نوعية الرجال الذى سيتفاجىء جيرانه لمعرفة سبب اعتقاله جيران هذا الرجل |
| Hastalarımdan bir tanesi bana tutuklandığını söyledi. | Open Subtitles | لقد تم اخباري بأن احد مرضاي تم اعتقاله وكان يسأل عني |
| Birinin tutuklandığını söylemek için mi? | Open Subtitles | لكى تخبرنى أن هناك شخصاً قد اعتقل ؟ |
| Bana neden tutuklandığını söyle ve lütfen bana yalan söyleme. | Open Subtitles | اخبرني لم قد اعتقلت و ارجوك لا تكذب |
| Annemle Marie teyze senin tutuklandığını söyledi. | Open Subtitles | أمي، الخالة (ماري)، قالوا أنّه تم اعتقالك |
| Suruş Dergisi'nde Hüseyin Sabzian diye birisinin tutuklandığını okudum. | Open Subtitles | قرأت في مجلة سروش "أن" حسينسابزيان.. قد قبض عليه رجالك |
| New York Times, onun tutuklandığını yazıyor. | Open Subtitles | ومع ذلك تقول جريدة النيويورك تايمز أنه قد تم القبض عليه |
| Birini dövdüğü için tutuklandığını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنه اعتُقل لضرب رجل ٍ ما |
| David, biraz kafam karıştı çünkü birisi bana bu adamın kesinlikle tutuklandığını söyledi. | Open Subtitles | ديفيد, انظر, أنا فقط مشوشة قليلا هنا لأن أحدهم قال لي تحديدا ألقي القبض على هذا الرجل |
| Geçen hafta küçük bir kıza dokunduğu için tutuklandığını söylediler. | Open Subtitles | قالوا بأنه أعتقل الأسبوع الماضي لتحرشه ببنت صغيرة |
| Ve sonra, Sonni Griffith'in bir Romanya yarı final maçında tutuklandığını duyuyorum | Open Subtitles | و فجأة أسمع أن ساني غريف معتقل في أثناء مباراة نصف نهائية في كأس رومانيا |
| Bunu yapamazsınız. Onun boş yere tutuklandığını söyleyin. | Open Subtitles | لا تستطيع فعل هذا، تخبرنا أنه مقبوض عليه و لا تخبرنا بشيء آخر |
| Geçen hafta, Harvard-Yale oyununda da tutuklandığını gördüm. | TED | في الأسبوع الماضي، أرى أنه تعرض للاعتقال خلال مباراة هارفارد ويال. |