Federal kanunları çiğnediğin için tutuklusun. | Open Subtitles | أنت رهن الإعتقال بموجب القانون الفيدرالي |
Tycho Antlaşması'nı çiğnemekten tutuklusun. | Open Subtitles | أنت رهن الإعتقال لإنتهاك قسم 4153 من معاهدة تايكو. |
Quarren'lar düşmana saldırınca, bu sizin işaretiniz olacak. tutuklusun. Hayır, kılıcını bırak dostum. | Open Subtitles | اعدائنا , هذه سوف تكون علامة انت رهن الاعتقال لا , ابقي سيفك |
Hamilton Bartholomew, 12 kadına tecavüz etmek ve Vanessa Campbell'ı öldürmek suçundan tutuklusun. | Open Subtitles | هاميلتون بارثولوميو انت رهن الاعتقال لاغتصاب 12 امرأة و جريمة قتل فانيسا كامبل |
Buford Tannen, Pine City posta arabasını soymaktan tutuklusun. | Open Subtitles | بيوفورد تانين, أنت مقبوض عليك بتهمة سرقة محطة مدينة بين. |
Mort Crocker, Zoe Sharp ve Mike McMillan'ı öldürmekten tutuklusun. | Open Subtitles | مورت كروكير، أنت موقوف للقتلِ زوي حادّة و مايك مكميلان. |
Cinayete teşebbüs, dolandırıcıIık ve hükümete ait çok gizli tabakaları çalmaktan tutuklusun. | Open Subtitles | أنت معتقل لمحاولة القتل و انتهاكك للحقوق المدنيّة و الإفشاء بأسرار الدولة |
Bir insanın hakkı olandan çok daha fazlasını bildiğin için tutuklusun. | Open Subtitles | أنت رهن الاعتقال لمعرفتك أكثر مما يحق لأي شخص أن يعرف. |
Cinayetten tutuklusun. | Open Subtitles | يافتى أنت رهن الإعتقال لقيامك. بجريمة قتل. |
Teğmen, tutuklusun. | Open Subtitles | أيتها الملازم.. اعتبري نفسك رهن الإعتقال إعفاء من المسؤولية |
Saldırı ve silahlı soygun sucundan tutuklusun. | Open Subtitles | أنت رهن الإعتقال بتهمة التهجم والسطو المسلح |
Yutman gerekiyordu, dostum. tutuklusun. | Open Subtitles | كان يجب عليك أن تبتلعها أنت رهن الإعتقال |
Ben Birleşik Devletler Donanması avukatı ve subayıyım ve sen de tutuklusun, seni aşağılık herif. | Open Subtitles | أنا محامي و ضابط بالأسطول الأمريكي و أنت رهن الاعتقال أيها اللعين |
- tutuklusun. Sessiz kalma hakkın var. | Open Subtitles | أنت رهن الاعتقال لديك الحق بأن تبقى صامتا |
F.B.I. Dolandırıcılıktan tutuklusun. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية أنت رهن الاعتقال بتهمة الاحتيال |
Hep derdi ki, "tutuklusun, şekerim!" | Open Subtitles | كانت معتادة على القول ، أنت مقبوض عليك أيها السكر |
Hücremde bunun için fazlasıyla vaktin olacak. tutuklusun. | Open Subtitles | حسنا ، سيكون لديك الكثير من الوقت لهذا فى وحدتى ، أنت موقوف |
Eroini satma amaçlı bulundurmaktan tutuklusun. | Open Subtitles | أنت معتقل بتهمة حيازة الهيروين مع نية التوزيع |
Sen tutuklusun, buraya soruşturmaya yardım etmek için geldin. -Çeneni kapa! Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | أنتِ قيد الإعتقال و أتيتِ هنا فقط لمعاونتي في التحقيق , فإخرسي |
tutuklusun Hızlı Gonzales. | Open Subtitles | حسناً,أيها السريع ,أنت قيد الاعتقال حسناً يارجل |
tutuklusun, sapık herif. | Open Subtitles | . أنت رهن الأعتقال أيها الرضيع الملعون |
Max barton,Paul Flores'i öldürmekten tutuklusun. | Open Subtitles | ماكس بارتون , كنت تحت الإقامة الجبرية بتهمةقتلمن بولفلوريس. |
tutuklusun. | Open Subtitles | أنتَ رهنُ الإعتقال. |
- Caris Wooler, cadılık yapmaktan tutuklusun. | Open Subtitles | - كاريس ووالر , أنت ِ موقوفة - لممارسة السحر |
Kate Austen, cinayetten tutuklusun. | Open Subtitles | كايت أوستين مقبوض عليكِ بتهمة القتل |
Miguel Mata, Salvador Tito... ve Rafael Santodomingo cinayetlerinden dolayı tutuklusun. | Open Subtitles | انت موقوف بتهمة قتلِ ، ميجيل ماتا سلفادور تيتو ورافائيل سانتودومينقو |