Komutan Tyler'a bunları anlattı ve birlikte Jonathan Overmeyer ile yüzleştiler, onlara sessiz kalmaları için para teklif etti. | Open Subtitles | نحن نظن انه أخبر الملازم تايلر ولهذا قام الاثنان بمواجهة جوناثان اوفرماير لقد عرض عليهم المال لكي يرشـيهم |
Bir tür büyük fare yada köstebek gibi. Kazma dişli, ayakları perdeli! Daha çok Tyler'a benziyor! | Open Subtitles | ناجي انه شيبه الجرذان الكبير وفكه مثل فك تايلر |
Isabelle Tyler'a, 4400'lerin yok edicisi rolünde rehberlik etmekti. | Open Subtitles | ايزابيل تايلر لقبول دورها كعميل مهمته تدمير ال 4400 |
Tam vaktinde geldin. Ben de Bayan Tyler'a Ray McWhorter'a adam kaçırma davası açmayacağımızı söylüyordum. | Open Subtitles | كنت للتو اخبر مسز تايلر اننا سنصرح بصرف النظر عن تهمة الاختطاف ضد راي ماكورتر |
Tyler'a benim için canlarına okumasını söyle, tamam mı? Görüşürüz. | Open Subtitles | أخبر تايلر بأن يركل بعض المؤخرات من أجلي , حسنا أراك لاحقا |
Bunu Tyler'a da yap Tyler, gel. | Open Subtitles | أوه، يا إلهي، لديك لاظهار تايلر. تايلر، وتأتي هنا. |
Biraz ani oldu ama onu Tyler'a hediye etmek istedim. | Open Subtitles | أنا أعرف ، أنه نوع من التهور ولكن ، اه أردت أن أعطيها إلى تايلر |
Dinle, Tyler'a çıkma teklifi ettim. | Open Subtitles | انظري, طلبتُ من تايلر إذا كان يُريدُ الخروج معي |
Nate Tyler'a sorun, en çirkin ayrıntılarına kadar anlatsın. | Open Subtitles | فلتسألى نيت تايلر ، هو يعلم كل التفاصيل القذرة |
Tyler'a anlatsam mı? | Open Subtitles | اعني هل يجدر بي إخبار تايلر , لاني لا اريده ان.. |
Joyce'u şerif ve Yargıç Tyler'a yolluyorum. | Open Subtitles | سأرسل "جويس" ليحضر المأمور والقاضي تايلر |
Tyler'a söyle isimlerden birini dosya odasında bulduk. | Open Subtitles | اقول DI تايلر لدينا وجدت واحدة من أسمائه في مكتب تجميع أوراق. |
Resim öğretmeninin çizdiğin portre hakkında dediklerini Tyler'a anlattın mı? | Open Subtitles | هل أخبرتي (تايلر) ماذا قالت معلمتكِ عن اللوحة ؟ أمي |
Tanrıdan, Tyler'a yardım etmesini istemeye korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى أن اسأل الله لمساعدة تايلر |
Kalıyorum, Damon, bu kadarı yeter dedi. Tyler'a yardım et. | Open Subtitles | ساعد (تايلر)، و حسب، لا تسمح لهذا أنّ يحدث له. |
Cameron, bu Tyler'a bugün hissettirdiğin şey. | Open Subtitles | كاميرون... هذا ماجعلت تايلر يشعر به اليوم |
Bodie topu bana atınca ben de Michael'a pasladım ve top Tyler'a ulaştı. | Open Subtitles | الرفاق يرمونها علي " وأنا أمررها الى "مايكل" ليعطيها "تايلر |
İçindeki acı Tyler'a zarar verecek. | Open Subtitles | هذا الجرح الموجود بداخلك سوف يؤذي تايلر |
James Tyler, seni karın Liz Tyler'a saldırmaktan ve zarar vermekten tutukluyorum. | Open Subtitles | جيمس تايلر، أنـا أعتقلك بتهمة الـإعتداء والتسبب بـأذى بدني لزوجتك (ليز تايلر). |
Herkes Tyler'a aşık olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | أتعرفين ما يظنه الجميع ؟ "بأنني أحب "تايلر |