Birkaç saat önce, onları deniz uçağıyla bataklığın ortasındaki küçük bir kabine bırakmış. | Open Subtitles | لقد انزلهم منذ ساعات قليله من طائرة بحرية.. مقطورة صغيرة فى منتصف المستنقع. |
Bana kalsa başına bir çuval geçirip bir kargo uçağıyla seni eve götürürdüm. | Open Subtitles | لو كان الأمر منوطاً بي، لكنت سترجع للوطن في طائرة شحن ورأسك مُغطى. |
Swaziland'dan Hercules tipi bir kargo uçağıyla havalanacağız ve Ruanda üzerinde atlayacağız. | Open Subtitles | سوف نسافر من سوازيلاند هنا وسوف نقفز من طائرة حمل نوع هيركوليز لها جدول طيران محدد في راواندا |
Kimse 50 kiloluk mal için bir uçağıyla pilotunu tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | لا أحد يخاطر بطائرة وطيار إزاء 50 كيلو لنبحث عن بقيتها |
Bay Stanger'ı çağırmıştık ki o bir hastalık nöbetine yakalandı ve onu özel uçağıyla geri gönderdiler. | Open Subtitles | لقد تلقينا اتصالا بان السيد ستانجر قد وقع مريضا وقد اعادوه فى طائرته الخاصة |
El Al şirketinin uçağıyla geldiler. Onları bulacağım. | Open Subtitles | لقد أتوا عن طريق طائرة الخطوط الجوية الأسرائيلية وسوف أجدهم |
Böylece bir Pan Am uçağıyla dönmüş olursun. | Open Subtitles | وتصبغ كلّ الطائرات بالأزرق والأبيض وستكون عودتك على طائرة بان. أم |
yarın akşam uçağıyla gideceğim. | Open Subtitles | هذا ما سافعله سأعود إلى هناك على طائرة ليلة الغد |
İçinde iki cesetle ve bütün delillerle... bir C-130 kargo uçağıyla buraya getirildi. | Open Subtitles | "نقل جوا إلى هنا عبر طائرة الشحن "سي-130 بجانب الجثت مع كل الدلائل |
Biliyorsunuz, eger şu bir kaç kırığı yakalarsak, hepimiz, akşam uçağıyla evlerimize yollanabiliriz | Open Subtitles | تعلمون، ونحن القبض على عدد قليل فواصل، يمكننا جميعا أن نكون برأسه على متن طائرة بحلول منتصف الليل. |
- Ben varım. Üvey annenin uçağıyla etrafta dolanıyorduk ve bize bahsetmedin mi? | Open Subtitles | أنا، نحن نطير في طائرة زوجة والدك ولم تفكر أن تخبرنا بهذا؟ |
Balonumun kapsülü tanıtıldığı zaman resmi olarak Washington'daki Hava ve Uzay Müzesinde, Charles Lindbergh'in uçağıyla birlikte, Apollo 11 ile, Wright Brothers Flier ile, Chuck Yeager's 61 ile, İşte o zaman gerçekten düşündüm. | TED | وعندما قدمت سلة منطادي رسميا في متحف الفضاء والطيران في واشنطن مع طاشرة شارلز ليندبيرغ وأبولو 11 ومع طائرة الاخوان رايت وطائرة تشاك ياجير فكرت حينها .. |
uçağıyla sürekli daireler çiziyormuş. | Open Subtitles | من طائرة تطير بشكل دوائر طوال الوقت؟ |
- Kocasının yeni uçağıyla. - Kocam mı? | Open Subtitles | ـ في طائرة زوجكِ الجديدة ـ زوجـي ؟ |
Mose Plydell'in uçağıyla ne yapıyorsun sen, bu arada? ! | Open Subtitles | ما الذي تفعله بطائرة مكتوب عليها ماوس بلايديل على أي حال؟ |
Hey, FAA saat 8 de bir nakliye uçağıyla gitmemize izin verdi. | Open Subtitles | لقد سمحوا لنا بالرحيل عند الساعة الثامن بطائرة طبية. |
Evet. 13 yaşımdayken bana ilaçlama uçağıyla uçmayı öğretmişti. | Open Subtitles | ..نعم . تقول الرجل الذي علمني , ان اطير بطائرة رش المبيدات عنما كنت في الثالثة عشر |
10 uçağıyla Miami'ye gittim. | Open Subtitles | أَخذَني إلى المطارِ، و أَخذتُ طيران إلى ميامى فى العاشره. |
Bugün erken saatlerde bir hostesin New York uçağıyla yasadışı mal kaçıracağı istihbaratını aldık. | Open Subtitles | سابقاً اليوم وصلتنا معلومة حولَ واحدٍ من الخيوط الغير مسجلة أن مضيفةَ طيران كانت تخطط |
Avianca Hava Yolları Kosta Rika'ya aralıksız mı uçar? - Yalnız sabah 10:20 uçağıyla giderseniz, onun dışında Mexico City'de mola yapar. | Open Subtitles | هل طيران افيانا يتجه الى كوستا ريكا بدون توقف ؟ |
Vietnam'da bir pilotmuş, uçağıyla uçarken, | Open Subtitles | لقد كان طيارا في فيتنام و كان يقود طائرته |
Her hafta kendi uçağıyla Mexico City'ye gidiyor. | Open Subtitles | يطير بطائرته الخاصة الى مكسيكو سيتي مرة في كل أسبوع. |