Kadın toprak ana gibi, insanlığın dışladığı bütün ucubelere kucak açmış ve onların iyi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تتقبّل المسوخ والمرفوضينَ من البشريّة وتخبرهم أنّهم طبيعيّون فأين يكمن الاختلاف؟ |
Genellikle çıktığınız ucubelere hiç benzemiyor. | Open Subtitles | و هو مختلفٌ عن المسوخ الذين تواعدونهم عادةً. |
Burada uğraşıp bu ucubelere bizim hala bir güç olduğumuzu hatırlatmamız lazım. | Open Subtitles | سنجول في الغرفة ونذكر هؤلاء المسوخ أننا مازلنا أقوياء |
Bu ucubelere göre ben onların kurtarıcısıyım. | Open Subtitles | لغريبي الأطوار هؤلاء أنا المنقذة |
Arkadaşları ve kumandanları ölüm kasabasında gözleri önünde ucubelere dönüştürüldüler... | Open Subtitles | جميع رؤسائها وزملائها في العمل تحولوا إلى غيلان أمام عيناها |
Dünya ucubelere kalacak. Lütfen! | Open Subtitles | المسوخ عليهم أن يرثوا الأرض أرجوكم |
İnanamıyorum sana. O ucubelere yardım ediyor... | Open Subtitles | ..لا أصدق أنك تساعد تلك المسوخ |
Parlayan ucubelere bakın. | Open Subtitles | انظر إلى المسوخ المتوهجة. |
Senin için çalışan ucubelere sahipsin. | Open Subtitles | لقد جعلت تلك المسوخ تعمل لديك |
Jupiter'de ucubelere yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مكان في (جسبير) لغريبي الأطوار |
Sana inanan tüm bu insanları öldürüp ucubelere döndürmek nasıl bir his? | Open Subtitles | ! وقمت بتحويل أتباعك إلى غيلان أيها القائد الجديد ؟ |
Eğer birileri ucubelere dönmeliyse... sıkıntılı olurdu. | Open Subtitles | ! لا نريد أن يتحولوا إلى غيلان |