ويكيبيديا

    "ucundaki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الطرف
        
    • حافة
        
    • عدا أنّه في نهاية
        
    • طرف
        
    Verecek bir şey yok. Telefonun ucundaki kişinin kim olduğunu bilmek isterdim. Open Subtitles لا شيء لتعطيه هل سنعرف من كان على الطرف الآخر في الهاتف
    Hattın diğer ucundaki kadı, ona Carol diyelim, telaşlıydı. TED المرأة على الطرف الآخر من الخط ، سوف نسميها ، كارول ، كانت مرتعبة
    Gezegenimizin öbür ucundaki Antarktika dünyanın en büyük buz kütlesine sahiptir. TED في الطرف الآخر من الكوكب ، القارة القطبية الجنوبية أكبر كتلة ثلجية في الكوكب.
    75 metrelik bu çıkıntının en ucundaki üç küçük halkayı görebilirsiniz. TED ويمكنكم أن ترو عند حافة هذه الدعامة ذات الـ75 مترًا تلك الثلاث دوائر الصغيرة.
    Hiç aklınızın ucundaki kişiyi, aradığınız kişiyi bulabilmek için insanların yüzlerini iskambil kâğıdı gibi karıştırdığınız oldu mu? Open Subtitles هل قمت يوماً بالتسوق فى أماكن مثل البطاقات تتمنين أن تجدى الشخص الراقد فى مكان ما على حافة ذاكرتك
    Ve doğuma doğru, sadece Arap yarımadasının ucundaki Yemen sahilini çıkarabiliyorum. Open Subtitles وشرقاً، اقتربت من الوصول إلى الساحل اليمني على حافة شبه الجزيرة العربية
    ucundaki testide altın yok ama. Open Subtitles عدا أنّه في نهاية القوس لا يوجد ذهب.
    Bu iğnenin ucundaki bıçağı görebilen var mı? TED هل يستطيع أحد رؤية النصل في طرف الإبرة؟
    Verecek bir şey yok. Tabii, telefonun diğer ucundaki kişinin kim olduğunu bilmek isterdim. Open Subtitles لا شيء لتعطيه هل سنعرف من كان على الطرف الآخر في الهاتف
    Hattın öbür ucundaki mekanik ses olarak kalmamızı mı istiyorsunuz? Open Subtitles كي تكون أكثر من مجرد صوت رجل آلي على الطرف الآخر من الخط
    Çünkü siz Hintlisiniz ve Amerikalı kimliğiniz sadece hattın diğer ucundaki kişiyle daha rahat iletişim kurmanız için var. Open Subtitles أنتم هنود و هويتكم الأمريكية موجودة ببساطة لتسهل عليكم الإتصال بالشخص على الطرف الآخر من الخط
    Ülkenin öbür ucundaki kızını gözetmek zor olacaktır. Open Subtitles من الصعب حماية إبنتك وهي في الطرف الاخر من البلاد
    Şemsiyenin ucundaki yaylı sistemle enjekte edildiği düşünülüyordu. Open Subtitles و طريقة الحقن تم إكتشاف أنها تمت بواسطة الطرف العلوي للمظلة
    Adanın bu ucundaki aşırı kuraklık bazı dahice yetenekler gerektiriyor. Open Subtitles اقتضى الجفاف الشديد في هذا الطرف من الجزيرة بعض السلوكيات المبتكرة
    Nihayetinde dünyanın diğer ucundaki bir savaş beyine satıldı ve orada kaldı. Open Subtitles والتي بيعت في النهاية إلى أمير حرب ما على حافة العالم واتضح أن هذا هو الأمر ..
    * Ve ışıklar saçıyorduk bıçağın ucundaki metal gibi * Open Subtitles وكنا نتوهج مثل المعدن * * على حافة السكين
    * Parlıyorduk bıçağın ucundaki metal gibi * * Bugünden çok daha iyiydi * * Çok zaman önce * Open Subtitles * وبعد ذلك هناك اليوم * * وكنا نتوهج مثل المعدن على حافة السكين *
    "Mekanın ucundaki bu din gerçek dindir." Open Subtitles "عند حافة الفضاء، هذا هو الدين الحقيقي"
    Yuvası Yeraltı Dünyası'nın ucundaki nehrin karşısında. Open Subtitles عند حافة العالم السفلي - جبار ضد جبار -
    * Işıklar saçıyorduk bıçağın ucundaki metal gibi * Open Subtitles * نتوهج مثل المعدن على حافة السكين *
    ucundaki testide altın yok ama. Open Subtitles عدا أنّه في نهاية القوس لا يوجد ذهب.
    Yıllar sonra, o çamur barakada sıkışmış çocuk büyüyüp roketin ucundaki dar bir kapsülde dış uzaya fırlatılan, içimizden bu gezegeni fiziken terk eden ilk kişi olmak için gönüllü olacaktı. TED وبعد ذلك بأعوام ، كبر ذلك الولد من كوخ الطين الضيق ليصبح الرجل في تلك الكبسولة الضيقة على طرف صاروخ حيث تطوع ليتم اطلاقه للفضاء الخارجي أول واحد منا غادر بالفعل هذا الكوكب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد