| Burada daha iyisini ya da ucuzunu bulamayacağın bir şey yok. | Open Subtitles | ما من شيء لا يمكنك شراءه أفضل و أرخص الا هنا |
| ucuzunu alınca, pedal çevirerek ödemek zorunda kalıyorsun. | Open Subtitles | هذه الطريقة الصحيحة هنا. عندما تحصلين على أرخص شيء هنا، سينتهي بك المطاف لتعويضها بالدراجة. |
| Lastiği parçalandıktan sonra muhtemelen en ucuzunu almış. | Open Subtitles | بَعْدَ أَنْ أصبحَ مَقْطُوعاً، هي حصلت على الأرجح أرخص بديل. |
| Şirketler her şeyin hızlısını ve ucuzunu istiyor. | Open Subtitles | الشركات تحتاج الأشياء الأسرع و الأرخص. |
| - En ucuzunu bulmaya çalıştım. | Open Subtitles | حاولت ايجاد الحذاء الأرخص |
| Size ucuzunu alabilirim. | Open Subtitles | يُمكنني أن أحصل لكِ على واحدة رخيصة. |
| Metrekaresi 60 $. Bölgede daha ucuzunu bulamayız. | Open Subtitles | ستون دولارًا للقدم المربع لن نجد أرخص من هذا في وسط المدينة |
| Tabii daha ucuzunu bulmazsak. | Open Subtitles | أعني , ألا إذا تمكنّا من وجودِ أُخرى بسعرٍ أرخص |
| Daha geçenlerde ucuzunu alalım diye ısrar ediyordun. | Open Subtitles | أصريت علينا أن نحصل على أرخص واحدًا منذ وقت ليس ببعيد. |
| En ucuzdan kastım, hiç bu kadar ucuzunu bulamazsınız. | Open Subtitles | أعني أرخص الرجل الذي أنت ستجتمع أبدا. |
| Piyasadan pay almanın tek yolunun onların yaptıklarından daha iyi veya daha ucuzunu ya da her ikisini de yapmak olduğunu ve elindekiyle yetinirsen bunu yapabileceğini biliyorsun. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لمقاطعة حصتهم بالأسهم هي بفعل ما يفعلونه بشكل ,أفضل أو أرخص أو كلاهما و يمكنك فعل ذلك بالإلتزام بما لديك |
| İki. Arabamı satıp daha ucuzunu alıyorum. | Open Subtitles | ثانياً، أقايض سيارتي بسيارة أرخص ثمناً |
| Şef Jackson en ucuzunu alır. | Open Subtitles | الرئيسة (جاكسن) تنتقي أرخص الأنواع. |
| En ucuzunu. | Open Subtitles | الأرخص |
| Size ucuzunu alabilirim. | Open Subtitles | يُمكنني أن أحصل لكِ على واحدة رخيصة. |