ufuktan daha ilgi çekici olan çok az sey vardır -- tabii birkaç tane ufuk dışında. | TED | هناك بعض الأشياء تكون أكثر روعة من الأفق عدا الآفاق المتعددة و |
Evimden hatırladığım tek şey ufuktan ufka uzanan bir çim okyanusu. | Open Subtitles | ماذا أتذكّر البيت محيطات العشب من الأفق إلى الأفق أكثر من مكان تستطيعين الجرى فية |
Altı aylık bir yokluktan sonra güneş ilk defa ufuktan yükseliyor. | Open Subtitles | الشمس بعد غياب دام أكثر من 6 أشهر تشق الأفق للمرة الأولى |
Aslında merkez diye bir şey yok ve kozmik ufuk, denizdeki ufuktan daha gerçek değil. | Open Subtitles | في الواقع ليس هناك مركز و الأفق الكوني ليس أكثر واقعية من الأفق على البحر |
Ama gelgitsel yerçekimi öyle hızlıdır ki ufuktan hızlı geçen bir şey, sağ çıkabilir. | Open Subtitles | لدرجة أنّه إذا عبر شيءٌ الأفق بسرعة فقد ينجو |
Eğer bu sana kadar geldiyse, Mısır imparatorluğunun ufuktan ufuğa büyüdüğü yerde bitmeyen bir savaş arıyorsun demektir. | Open Subtitles | اذا كان الأمر لك فإنك ستسعى الى حرب لا نهاية لها حيث الامبراطورية المصرية ستمتد من الأفق للأفق |
Güneş ufuktan aşağı indiğinde, güneş tanrısı ltzamna jaguar haline gelir ki o da yer altı tanrısıdır. | Open Subtitles | عندما الشمس تَنزلق تحت الأفق اله الشمس اتزمانا يصبح فهد اسود " جاكوار " اله العالم السفلي لديه 9 ارواح |
Ölüm yalnızca bir ufuk çizgisi ve ben o ufuktan bir güneş gibi yükseleceğim | Open Subtitles | إنّ الموت مثل الأفق, وسأرتفع مثل الشمس |
Bir ufuktan diğerine, heryerdeler. | Open Subtitles | صف من الأفق إلى الأفق |
- Gözünü sakın ufuktan ayırma. | Open Subtitles | أبقي عيون الجو على الأفق |
Japon donanması ufuktan bize bakıyor Phillips. | Open Subtitles | البحرية اليابانية على مرمى الأفق يا (فيليبس) |
ufuktan geldiklerini görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع رؤيتهم قادمين من الأفق |
- ufuktan sonrası tamamen muamma. | Open Subtitles | ما وراء الأفق غموضٌ محض |
ufuktan neredeyse bir mil içeride. | Open Subtitles | إنها تبعد ميلاً في الأفق |
- O ufuktan hiçbir şey kaçamaz. | Open Subtitles | -ما مِنْ شيء يغادر ذلك الأفق |