O bandı izletmeyerek, Ulusal Güvenlik Danışmanı Bay Socal mahkemeye onursuzluk getirdi. | Open Subtitles | بدون احضار هذا الشريط مستشار الأمن القومي السيد سوكال, جلب العار الى هذه المحكمة |
Ulusal Güvenlik Danışmanı uçak pistinde neredeyse heyecandan çatlayacaktı -- kırmızı halı yok, uçağın alt tarafından bütün basın ve herkesle birlikte indik. | TED | وكان مستشار الأمن القومي يُطلق الشتائم على الأسفلت، لم تكن هناك سجادة حمراء، يبدو أنهم غادروا من مؤخرة الطائرة، مع الصحافة والآخرين. |
Ulusal Güvenlik Danışmanı. | Open Subtitles | مستشار الأمن القومي .. |
Pacifica Radyo, daha sonra, bu telefon çağrısının doğrudan Ulusal Güvenlik Danışmanı, Condoleeza Rice tarafından yapıldığını ortaya çıkarır. | Open Subtitles | لاحقا تكشف اذاعة باسيفيكا أَن هذه المكالمة جاءت مباشرة من مستشارة الأمن القومى كوندوليزا رايس |
Tek sorun, Karen döndükten sonra ona hâlâ Ulusal Güvenlik Danışmanı'ymış gibi muamele ettin. | Open Subtitles | عاملتها وكأنها مازالت مستشارة الأمن القومى |
...ve Venezuela Başkanı Ulusal Güvenlik Danışmanı... | Open Subtitles | ومستشار الأمن القومي للرئيس الفنزويلي |
Washington'a yönelik bir saldırı halinde Başkan, Başkan Yardımcısı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı'nın gideceği bir yer alt sığınağı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنه مخبأ محصن تحت الأرض حيث يتم اصطحاب الرئيس ونائب الرئيس ومستشار الأمن القومي جميعاً إليه في حال حدوث هجوم على (واشنطن) |
Ulusal Güvenlik Danışmanı. | Open Subtitles | مثل مستشار الأمن القومي. |
- Ulusal Güvenlik Danışmanı'nın. | Open Subtitles | مستشارة الأمن القومى ما الذى تتحدث عنه؟ |
Sen de Ulusal Güvenlik Danışmanı'sın, Karen. | Open Subtitles | بلادنا تحت الحصار ! (أنتِ مستشارة الأمن القومى يا (كارين |