Çünkü en ummadığınız zamanda, küçücük bir şey, hayatınızı değiştirebilecek küçücük bir değişikliğe yol açabilir. | Open Subtitles | للأن أقل الأشياء التي لا تتوقعها يُمكن أن تُحْدِث تغييرا جذرياً في حياتك |
Şeyy,sanırım kazalar en ummadığınız zamanda başınıza geliyor. | Open Subtitles | اعتقد أن الحوادث تحدث عندما لا تتوقعها |
"eşcinsel cumhuriyetçiler" terimi gibi... hiç ummadığınız bir şey. | Open Subtitles | "انها إحدى تلك التعبيرات, على غرار "ديمقراطىّ شاذ تعبيرات لا تتوقعها |
Gülümser, şakalar yapar normal birisiyle uğraştığınızı sanırsınız ama hiç ummadığınız anda patlar. | Open Subtitles | وسوف يبتسم، وقال انه سوف اقول لكم النكات، و وسوف حتى تعتقد أنك التعامل مع الشخص العادي، ثم قال انه سوف تنفجر عندما لا تتوقعها. |