Bu da yazık olur, çünkü biraz umuda bazen hepimizin ihtiyacı var. | Open Subtitles | و سيكون هذا من المخزى لأننا جميعاً بإمكاننا أن نستخدم بعض الأمل |
Senden istediğim, Andy için umutlu olman çünkü o umuda ihtiyacım var. | Open Subtitles | مهم. أطلب منكم على الصمود الأمل لاندي، لأنني بحاجة إلى أن الأمل. |
Bir günahkâr olduğumu biliyorum. Ama şu anda umuda muhtacız. | Open Subtitles | أعلم أنني كنت آثمة رهيبة لكننا بحاجة إلى الأمل الآن |
Hayır, demin dedim ya. umuda yakın bir olasılığa yatırım yapacağım. | Open Subtitles | لا، ألم أخبرك أنني سأستثمر فى الإحتمال الأقرب للأمل. |
Ve inanıyorum ki, bu şekilde hikayenin gidişatını bir kutlamaya veya bir umuda doğru değiştirebiliriz. | TED | و اعتعد انه يمكننا ان نقلب هذه القصة لواحدة عن الاحتفال وواحدة عن الامل |
Kılı kırk yarmak istemem, Kardeş, ama aslında umuda inanmam. | Open Subtitles | لا أقصد الإعتراض يا أختي لكنّي بالضبط لا أؤمن بالأمل. |
Hayatlara mal olan nafile bir umuda yüz veren biri olarak değil. | Open Subtitles | ليس الشخص الذى ينغمس بأمل بائس بكُلفة الحياة |
Eğer çocukları için en iyisini isteyen bir ebeveynseniz -- ki ben öyleyim -- bu hızlı geçiş, çaresizlikten umuda bir yol. | TED | إذا كنت والدا يريد أفضل الأشياء والظروف لأطفالك - وأنا هكذا - هذا التحول السريع هو الطريق للخروج من اليأس إلى الأمل. |
Bence, çok açık bir şeyi anladık: umuda dayanan optimistler umutlarını kaybedebilir veya moralleri bozulabilir. | TED | وأظن أننا وصلنا إلى فهمنا أنّ المتفائلين يعتمدون على الأمل فحسب ومن ثم فإنهم يخاطرون بوقوع خيبة الأمل والإحباط. |
Aksi hâlde aklınız umuda tutunacak ve sizi geriye götürecek. | TED | وإلاّ سيغذي عقلكم الأمل لديكم ويمنعكم من المضي قدمًا. |
umuda, yarınlara doğru uçuyor. | Open Subtitles | تطير إلى قوس قزح الي ضوء الأمل الي المستقبل |
Biraz umuda ihtiyacım var, ve umut ışığına. | Open Subtitles | أحتاج إلى سبب للمتابعة أريد بعض الأمل وبغيابالأمل, |
Ziyaretçiler bilmeyebilir, ama İlk Umut kilisesinde son umuda inanmayız, amin. | Open Subtitles | أرأيتم،جميعكم اليوم زائرين قد لانعرف ما الأمل الأول نحن لانؤمن بالأمل الأخير آمين؟ |
"Onu sebeplere verilmiş sözlere, barışa, umuda, mutluluğa, her türlü kötülüğe karşı sevmiştim." | Open Subtitles | لقد أحببتها ضد العقل ضد الوعد, ضد السلام ضد الأمل, ضد السعادة |
Uzun süre bekleyecek ve bu yüzden çok fazla umuda ihtiyacı var. | Open Subtitles | هي سَتَنتظر زمن طويل، لذا هي ستحتاج الكثير مِن الأمل |
umuda en çok ihtiyacı duyulduğu anlarda bu sayfalar diyarlar arası yolculuk etti. | Open Subtitles | هذه الصفحات عبرَت العوالم عندما كان الناس بأمسّ الحاجة للأمل |
Onlar umuda aç adamlar. | Open Subtitles | إنهم أشخاص يتضورون جوعًا للأمل |
Yeme ve içmeden sonra eşitlik, sevgi ve umuda açlık. | Open Subtitles | متعطشين للعدالة جوعى للحب... جوعى للأمل |
Kaçış inancı, bulunsa da bulunmasa da, umuda izin verir. | Open Subtitles | الاعتقاد في الهروب مهما ان كان ام لا .. يولد الامل |
umuda teslim olan, hayata teslim olur. | Open Subtitles | من الذي يتنازل عن الامل يتنازل عن الحياة |
Bu yüzden de gerçek bir şeyler yapmamayı tercih ediyorsun ki umuda tutunabilesin. | Open Subtitles | لذا ستتخلى عن فرصة الحصول على شيء حقيقي كي تتمكن من التمسّك بالأمل |
İmkansıza yakın bir şeyi umut etmek yerine umuda yakın bir olasılığa tutunmak istiyorum. | Open Subtitles | بدلاً من تأمل شىء يكاد أن يكون مستحيلاً. أفضل أن أتمسك بأمل ممكن تحقيقة. |
Sana fazla umuda kapılma derken... asıl umutlanan bendim... tamam mı? | Open Subtitles | عندما أخبرتك أن لا تتمنى امانى كبيرة لم يعن بأنني ما كنت اتمنى حسناً؟ |