Başarılı bir şekilde hissiz okul arkadaşlarımın düşünceleri, endişeleri, umutları ve hayalleriyle dolu bir... edebiyat dergisi ortaya çıkarmıştım. | Open Subtitles | نشرت المجلة الأدبية بنجاح امتلأت بأفكار مخاوف، آمال و خيالات |
Milyonlarca Amerikalının umutları ve hayalleri bugün burada Cape Kennedy'de duruyor ve siz bu hayalleri koruyan adamlarsınız. | Open Subtitles | آمال و أحلام ملايين الأمريكيين تتجه اليوم الى "قاعدة كيب كيندي" و أنتم الرجال الذين يحرسون هذا الحلم |
Böylece bu, gözden düşmüş yer, yapıcı bir yere dönüştü ve insanların umutları ve hayalleri beni güldürdü, ağlattı ve zor zamanlarımda telkin etti. | TED | وبالتالي فهذا الفضاء المهمل صار بَنَّاءً، وآمال الناس وأحلامهم جعلتني أضحك بصوت عال، وأبكي، وقد واستني خلال أوقاتي الصعبة. |
İnsanları objelerimizle karşı karşıya getirmek, bir şekilde onları, zamanları, mekânları bizimkinden çok farklı ama yine de bizim gibi olan insanlarla tanıştırmaktır. Yaşarken umutları ve hayalleri olan, hayal kırıklıkları ve başarıları olan insanlarla tanıştırmak ve kendimizi daha iyi anlamamızı sağlamak ve nereye gideceğimiz konusunda daha iyi kararlar almamıza yardım etmektir. | TED | إن وضع المعروضات وجهاً لوجه مع الناس هو بطريقة ما تقريبهم من الناس واختصار الزمان والمكان، وتعريفهم بحياة أناس تختلف كثيراً عن حياتنا، ومع ذلك فقد كان لديهم أحلام وآمال مثلنا تماماً، إحباطات وأنجازات في حياتهم. وأعتقد أنه بهذه الطريقة نستطيع فهم أنفسنا بشكل أفضل واتخاذ قرارات أفضل في ماذا نريد أن نصبح |