ويكيبيديا

    "umutsuzluk" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • اليأس
        
    • يأس
        
    • باليأس
        
    • بيأس
        
    • ويأس
        
    • لليأس
        
    • يأسنا
        
    • واليأس
        
    • اليأسِ
        
    Ne boyutta bir umutsuzluk birini böyle bir şey yapmaya zorlar? Open Subtitles ما هي درجة اليأس التي تجعل أحدهم يقدم على هذه الفعلة؟
    Hıristiyan ve Umutlu Cennete doğru giden yola döndüklerinde, gelecekteki Hacı'ların umutsuzluk devine yaklanmaması için birer tabela koydular. Open Subtitles رأيت أنه بمجرد وصولهم بالسلامة إلى طريق السماء وضعاً لافتة ليمنعوا السائحين الآتين من الوقوع في يدّ اليأس الجبار
    Ama umutsuzluk gerçek ise, ...bu çok iç sızlatıcı çünkü... Open Subtitles ..لكن ، إن كان هذا اليأس حقيقي فهذا مؤلم أيضا
    Bu tür mekânlar ile meydana getirdiğimiz umutsuzluk miktarını gözümüzde büyütemeyiz. TED ولا يمكننا أن نبالغ في تقدير كمية اليأس ذلك أننا ننشئ أماكن مثل هذه.
    umutsuzluk,azalma olmaz Open Subtitles سأعبث بخصلاتك النافرة وأنسى الدنيا في أعماق حبك لن أحيا في يأس
    AG: Her araştırmacı bu umutsuzluk ifadesini tanıyacaktır. TED أ.ج. : كل عالم يعرف بلا شك تعبير اليأس هذا.
    Fakir mahallelerde, farklı ırkların yaşadığı mahallerde, bu durumdan dolayı çaresizlik var, umutsuzluk var. TED ففي المجتمعات الفقيرة ، ذات الأصول العرقية الملونة هناك إحباط ، هناك ذلك اليأس ، الذي تشكل نتيجة تلك المعطيات.
    Yine de Amy'nin ölümünü izleyen ilk aylarda, umutsuzluk hissinin her zaman var olacağından ve beni tamamiyle tüketeceğinden emindim. TED مع ذلك، في الشهور الأولي التي تلت وفاة إيمي، كنت واثقًا أن شعور اليأس سيكون سائداً، حيث نتنفسه جميعاً.
    Hayal gücümüz başarısız olduğunda umutsuzluk içine sürükleniyoruz. TED يعد اليأس هو الحالة التي نعيشها عندما تفشل تخيلاتنا.
    Ama bütün bir hafta boyunca sebatla bağlı kalınan böyle kararlar... bir umutsuzluk anında bozuluverir. Open Subtitles لكن مثل هذه القرارات ربما تعتبر صامدة لمدة أسبوع كامل متروكة لبعض لحظات اليأس
    Bizler yeterince uzaklaştığımızda, onu Florin' e geri götür ve umutsuzluk Zındanı' na at. Open Subtitles عندما نبعد عن مرمى البصر عد به الى فلورين و ألقى به فى حفرة اليأس
    umutsuzluk sadece geçmişe bakar iş dünyasında ve aşkta. Open Subtitles اليأس ينظر فقط الى الماضي في العمل وفي الحب
    Sen çağırıyordun, umutsuzluk ve çaresizliklerini sömürmek için. Open Subtitles أنت عملت، بالإفتراس على هم اليأس ويأسهم.
    Şehvet, umutsuzluk ve delilikle savaşamayız ama büyüyle savaşabiliriz. Open Subtitles الشهوة ، و اليأس ، و الجنون لا يمكننا أن نحاربهم لكن يمكننا أن نحارب السحر
    Çok fazla yiyecek olmamasına ve almasının zor olmasına karşın umutsuzluk ona zarar görmeyi göze aldırıyor. Open Subtitles على الرغم من الخطر في الاقتراب منها وأنها لا تقدم وجبة كبيرة إلا أن اليأس يجبره على محاولة الهجوم علي العش
    Ama hissettiğin umutsuzluk sadece bir semptom. Open Subtitles ولكن اليأس الذي تشعرين به هو أعراض يجب أن نبحث في ماضيك
    Bu oda, umutsuzluk, ter ve ayak kokusunun garip bir karışımı gibi kokuyor. Open Subtitles فرائحته كرائحة مزيج من العرق, اليأس و الأقدام
    Ve umutsuzluk içinde size geldi, Bayan Drake. Open Subtitles فهل جاءت اليك وهى فى حالة يأس ,يا مدام دراك ؟
    Birincisi çok gerçek bir umutsuzluk duygusu hakimdi içinde büyüdüğüm toplulukta. TED حتى بالنسبة إلى المبتدئين، كان هناك الشعور الحقيقي باليأس وعدم الأمل في المجمتع الذي نشاتُ فيه.
    East Blue'nun ve o kızın umutsuzluk içinde yok olup gidişlerini öbür dünyadan izlersin artık! Open Subtitles او تلك الفتاة الصغيرة راقب نفسك وانت تَمُوت بيأس
    Dünya, umutsuzluk ve acı içinde yaşıyor ancak kendini adamış bir kaç kişi tarafından en azından ayakta tutuluyor. Open Subtitles ... العالم يعيش فى ألم ويأس لكن على الأقل ... بَقى حيّاً من بضعة رجال مخلصين
    Varoluşçuluk çoğunlukla umutsuzluk felsefesi olarak anlaşılır. Open Subtitles الوجودية غالبا ما تناقش كأنها فلسفة لليأس
    ...ta ki Tanrı'nın lütfu ile bilgelik umutsuzluk ve irademize galip gelene kadar. Open Subtitles " بالرغم من يأسنا, وضد إرادتنا, تأتي الحكمة من خلال نعمة عظيمة من الله" المحبه: ماجي
    Bu durum, toplumların bütününü kısır bir yoksulluk, eşitsizlik ve umutsuzluk döngüsüne hapseder. TED هذا يترك مجتمعات بأكملها محاصرة في حلقة مفرغة من الفقر وعدم المساواة واليأس.
    Ama sonra bir bakmışsın, kendini pişmanlık içinde, umutsuzluk çukuruna gömülmüş buluyorsun. Open Subtitles القادمون أنت تَغْرقُ بعجز إلى a حفرة ماصّة مِنْ اليأسِ. يَتْركُك مَلأتَ بالصفراءِ المرّةِ للأسفِ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد