Bu sabah bir şey unuttuğunu fark ettim ve getireyim dedim. | Open Subtitles | لاحظت أنك نسيت شيء هذا الصباح لذا أردت أن أجلبه لك |
Bu yüzden mi ofisten arayıp, emziğini orada unuttuğunu söylediler? | Open Subtitles | ألهذا اتصل المكتب وأخبروني بأنّك قد نسيت مصاصتها هناك ؟ |
Seninde bana benzeyip. Tamamen unuttuğunu düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنك أحببتني كذلك لكنك نسيت كل شيء عني |
Ross'un beyin ilacını almayı unuttuğunu farkettim. | Open Subtitles | من ؟ لقد اكتشفت ان روس نسي ان يأخذ دواءه العقلي |
Benim hakkımdaki her şeyi unuttuğunu söyledi. Hayatına devam ettiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت إنّك نسيتني تمامًا، وأنّك تجاوزت رحيلي. |
Yirmi iki yıldır bir numarayı unuttuğunu hiç görmedim. | Open Subtitles | إثنين و عشرون عاما ً , و أنا على يقين بأنه لم ينسى رقما ً قط |
unuttuğunu varsayarak söylüyorum, 2008'de ben adaylığımı koyacağım.. ..ve onunla mücadele etmeye hiç niyetim yok. | Open Subtitles | إذا لقد نسيتي إنني أعتزم ألترشيح في 2008 |
Bana, Windlesham'da bir gece, Sir Arthur Conan Doyle'nin heykelinin orada yaşadığımız güzel anları unuttuğunu söyleme. | Open Subtitles | اذا لا تقول لي بأنك نسيت عمل طائش محدد اعلى بلاطة ضريح آرثر كانون دويل |
Bana o çok istediğim Dvd oynatıcısını aldın, değil mi? unuttuğunu sanmıştım. | Open Subtitles | يمكن أن يكونوا أحضروا لي الديفي دي الذي كنت أريده لقد نسيت تقريباً |
Arabadan çikolata al ve kadına nerede olduğunu bilmediğini çekimi ona hatırlatmayı unuttuğunu söyle. | Open Subtitles | وإجلبي معك حلوى الهارشي من السلّة وأخبريها بانك لا تعلمين أين هو وقد نسيت أن تذكريه وهذه الحقيقة. |
Komik, Çünkü benimle tanışana kadar neden dans ettiğini unuttuğunu söylemiştin. | Open Subtitles | هذا مضحك ,بسبب ماقلتة عن أنك نسيت السبب في جعلك ترقص. ألي أن ألتقيتني. |
Ya da çocukça bir şey istiyorsan, telefonu galeride unuttuğunu ve mesajı görmediğini söyleyebilirsin. | Open Subtitles | أو إذا كنت تبحثين عن أمرا صبياني تستطيعن أخباره بأنك نسيت الهاتف في المعرض ولم تستلمي الرسالة |
Söylediğim bir şeye güldü ve bir an için yüzünde hakkımda ne düşündüğünü unuttuğunu gördüm. | Open Subtitles | تبتسم لشيء قلته ورأيت في عينيها للحظة أنها نسيت ما كانت تظنه بي |
Çocuğu yetimhaneye koyduğunu unuttuğunu ve 7 senedir dört dönüp onu aradığını söyledi. | Open Subtitles | ،يقول أنه نسي أنه وضعها في دار للأيتام وأنه أمضى 7 سنوات يجوب أرجاء العالم باحثًا عنها |
Onunla yattığını ama adını sormayı unuttuğunu söylüyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنه مارس الجنس معها . و نسي أن يعرف أسمها |
Pierce, cüppeni getiren adam bunu vermeyi unuttuğunu söyledi. | Open Subtitles | هي بيرس , ذلك الرجل أتي لأسترجاع ردائُك وقال انه نسي لتسليم.هذا. |
Ödümü koparttın. Bir an kim olduğumu, unuttuğunu sandım. | Open Subtitles | لقد اصبتني بالرعب ظننت أنك نسيتني |
- ...bir numarayı unuttuğunu hiç görmedim. | Open Subtitles | إثنين و عشرون عاما ً , و أنا على يقين بأنه لم ينسى رقما ً قط |
Şu avcının rakun derisi şapkasındaki rakun derisini unuttuğunu fark etmeden edemedim. | Open Subtitles | لاحظت أنكِ نسيتي وضع جلد الراكون على قبعة الراكون للصياد |
Bir gün hayatını yaşamayı unuttuğunu fark edersen bu çok üzücü olur. | Open Subtitles | وسيكون محزناً إن أدركتِ يوماً ما أنّكِ نسيتِ أن تعيشي حياتكِ |
Yemek yemeyi hep unuttuğunu biliyorum. | Open Subtitles | انا لدي عمل لأقوم به اعلم إنكِ دائماً ما تنسين أن تأكلي. |
Yaşadığımı unuttuğunu düşündüm. | Open Subtitles | لقد ظننت إنكِ نسيتنا عن الوجود |
Yemin ederim, bazen bu yaşlı dünyanın iyi niyetliliği unuttuğunu düşünüyorum! | Open Subtitles | اقسم انى فى بعض الاوقات اعتقد ان هذا العالم قد نسى الاخلاق الجيدة |
Doğum gününün yaklaştığından bahsedersin çünkü içten içe onun unuttuğunu bilirsin. | Open Subtitles | انت سعيد لذكر موعد قدوم عيدميلادك لانك في أعماقك تعلم بأنها نسيته |
Zoey ile seks yaptım çünkü mektubuma hiç cevap vermemeden ötürü beni artık unuttuğunu sandım. | Open Subtitles | ،عندما لم تردي بشيء على رسالتي حسبت أن أنك نسيتيني |
Hayır, unuttuğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا ، لا أعتقد أنه نساك |