Onu bir daha görmeyeceğime göre onu utandırmak için bir neden yok. | Open Subtitles | بما أني لم أعد أواعده مرة أخرى فلا داعي لإحراجه |
Yardımını istemek için buradayız. Onu utandırmak için değil. | Open Subtitles | نحن هنا لطلب مساعدته وليس لإحراجه |
İtfaiye teşkilatı ödeneğinde kesinti yapan meclis üyesini... utandırmak için vakayı sonuçlandırmayı kasten geciktirdiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | بدأنا نشعر أن مكتبك يقوم بتعطيل القضايا لإحراج إدارتنا لأننا خفضنا الميزانية الخاصة بالإطفاء |
Bu platformu arkadaşlarınızı utandırmak için kullanmamalısınız. | Open Subtitles | و لا يمكنني أن أستخدم هذا لإحراج الجميع |
Kimse bunu seni utandırmak için yapmıyor Catherine. | Open Subtitles | لا أحد يفعل ذلك لإحراجك يا كاثريين |
Eğer Spartacus'u adalete ulaştıran o olursa bu zafer seni utandırmak için olacak. | Open Subtitles | إذا كان هو الشخص الذى سيجلب سبارتاكوس) الى العداله) ثم سيُستخدم هذا النصر لإحراجك |
Bilmiyorum. Beni utandırmak için mi? | Open Subtitles | لا أعرف ربما لتحرجني |
utandırmak için demiyorum ama doğru yani. | Open Subtitles | لا أقول ذلك لأحرجك لكن هذا حقيقي |
Beni utandırmak için sabırsızlanıyorlar. Görüşürüz. | Open Subtitles | الذين ينتظرون بلهفة لإحراجي مع السلامة |
Bu platformu arkadaşlarınızı utandırmak için kullanmamalısınız. | Open Subtitles | و لا يمكنني أن أستخدم هذا لإحراج الجميع |
Beni utandırmak için yeni yöntemler mi buldun? | Open Subtitles | التفكير في طرق جديدة لإحراج لي؟ |
Stewie, beni utandırmak için zamanda yolculuk ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | ستيوي) ، أعلم أنك تعود بالزمن) لتحرجني |
Ayrıca buraya seni utandırmak için gelmedim. | Open Subtitles | و أنا لم أقدم إلى هنا لأحرجك |
Beni utandırmak için sabırsızlanıyorlar. Görüşürüz. | Open Subtitles | الذين ينتظرون بلهفة لإحراجي مع السلامة |