uygunsuz bir şey yapma niyetim yoktu. Sadece yardımcı olmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | لم اقصد ان افعل اي شيء غير لائق كنت احاول المساعدة فقط |
Bu yüzden uygunsuz bir şey söylersem, bu etkileyici yaşlı kadın konuşmasıdır. | Open Subtitles | لذلك إن قلت شيء غير لائق فهذا الميرلوت يتكلم الميرلوت : نوع من الخمر |
Lakin seni temin ederim, karınla aramda uygunsuz bir şey olmadı. | Open Subtitles | لكن أؤكــد لك ، لا شيء غير لائق حدث بينــي و زوجتك |
Dostum, bu tamamen uygunsuz bir şey. | Open Subtitles | هذا غير مُناسب تماماً، يا رفيقي. |
İş yeri için tamamen uygunsuz bir şey değil mi? | Open Subtitles | إنّه شيء غير مُناسب تماماً لمكان العمل. |
Babam hiçbir zaman benden böylesi uygunsuz bir şey yapmamı istemedi. | Open Subtitles | لم يطلب والدي مني أن أفعل أي شيء غير لائق. |
Dün gece uygunsuz bir şey mi yaptınız yoksa? | Open Subtitles | هل فعلت شيء غير لائق ؟ |