| Oysa ki çoğumuz uykuyu önemsemeyiz | TED | ومع ذلك فإن معظمنا لا يمعن التفكير في النوم. |
| Işık, uyanıklılık seviyelerini arttırır ve uykuyu geciktirir. | TED | فالضوء يزيد مستويات التنبّه، مما يؤدي إلى تأخير النوم. |
| Ve geçen yıl, şizorfreni ile bağlantılı olan, mutasyona uğradığında uykuyu da bozan bir geni ortaya koyan bir çalışma yayınladık. | TED | وفي العام الماضي، قمنا بنشر دراسة أظهرت أن المورثة التي تم ربطها بمرض الفصام، والتي، حين تحويرها، تخرّب النوم كذلك. |
| Artık yatağına gidebilirsin. İyi bir uykuyu hak ettin. | Open Subtitles | بإمكانك الذهاب للسرير الآن، لقد استحقيت حقك بالنوم |
| Bu tür durumlardan kurtulmak için, uykuyu kademeli bir güç azaltımı olarak düşünmen gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنه لتفادي هذه الحالات يجب أن تفكّر بالنوم كقوة إخماد تدريحيّة |
| Savaşçılarımın bulabilecekleri en iyi uykuyu almaları gerekiyor. | Open Subtitles | مقاتلي يحتاجون بأن ينعموا بالنوم الجيد |
| uykuyu ciddiye almanızı söyleyerek başladım. | TED | ما بدأته بالقول بأنه يجب أخذ النوم بجدية. |
| başka neleri algılayabiliriz? uykuyu. | TED | النوم. النوم، هو في الحقيقة شيء عزيز جداً على قلبي، |
| Doktorlar ve uyku uzmanlarının tavsiye ettiği uyku olan her gece sekiz-on saat uykuyu 10 ergenden sadece 1'i uyuyor. | TED | فقط 1 من 10 يحصل على 8 إلى 10 ساعات من النوم بالليلة الواحدة التي يوصي بها علماء النوم وأطباء الأطفال. |
| Bu salgına neden olan birçok neden var, fakat ergenlerin ihtiyaç duydukları uykuyu almalarına engel olan en önemli şey aslında kamu politikalarıyla alakalı bir olay. | TED | هناك العديد من العوامل المساعدة في تفشي هذا الوباء، لكن العامل الأساسي في حرمان المراهقين من الحصول على كفايتهم من النوم متعلق في الواقع بسياسة عمومية. |
| İnsanları elektrotlara bağlamadan uykuyu doğru bir şekilde izleyebildiğimizi ve insanların daha derin uyumasını sağlayabileceğimizi öğrendik. | TED | تعلمنا أنه بإمكاننا تتبع النوم بدقة دون ربط الناس بالأقطاب الكهربائية وجعل الناس ينامون بعمق. |
| Masum uykuyu, dolaşık dertler yumağını çözen uykuyu. | Open Subtitles | النوم البرئ النوم الذى يفرز خيوط الهم المتشابكة عن بعضها. |
| Ölüm taklitçisi uykuyu atın üstünüzden ve ölümün kendisini görün! | Open Subtitles | أنفضوا عن عيونكم هذا النوم الماكر شبيه الموت وانظروا إلى الموت نفسه |
| Eşikte oturdum ve gözümden akan uykuyu engelledim. | Open Subtitles | جلست على عتبة الباب وفركت النوم من عيني. |
| Silahım var! EVİNE HOŞ GELDİN ...bir tür mantar da yemişsin, aklın ağır işliyor git Alice'e sor o bilir bence mantık ve kıyas safdışı kaldığında beyaz at meydan okuyacak ve kırmızı vezir... Benden önce babamın yaptığı gibi, ebedî uykuyu seçiyorum. | Open Subtitles | لدى مسدس كما كان أبي أنا أختار النوم الأبدي |
| uykuyu önemsemem. | Open Subtitles | لا أكترث بالنوم. |
| Düşünecek çok şeyin varmış. Niye uykuyu düşünmeyi denemiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تفكرين بالنوم فقط |