Atlanta, Georgia'daki seks ticareti, toplam uyuşturucu ticaretini geçiyor. | TED | تجارة الجنس في ولايتي أتلانتا وجورجيا تفوق كامل تجارة المخدرات فيهم. |
"Adresi uyuşturucu ticaretini yaptığı yerle aynı." | Open Subtitles | يسكن في المسكن الشعبي نفسه حيث يُنظم الآن تجارة المخدرات |
Bu kadar kişiyle, uyuşturucu ticaretini bitirebilirler. | Open Subtitles | مع هذا الرقم يفترض بهم إنهاء تجارة المخدرات |
Tüm uyuşturucu ticaretini elinde tutmak için General ile iş birliği yaptı. | Open Subtitles | وإتفق مع الجنرال ليبقيان تجارة المخدرات لنفسيهما. |
Milyonlarca doları ele geçirip, uyuşturucu ticaretini durdurduktan sonra, üç kaçakçıyı da harcamadınız mı? | Open Subtitles | ألم تحبط عملية تهريب مخدرات بقيمة ملايين الدولارات وحطمت ثلاثة من بارونات المخدرات؟ |
Uyuşturucu kralı ve bütün uyuşturucu ticaretini eline geçirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | انه ملك المخدرات الذي يحاول السيطرة على تجارة المخدرات |
Uyuşturucu kralı ve bütün uyuşturucu ticaretini eline geçirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | انه ملك المخدرات الذي يحاول السيطرة على تجارة المخدرات |
Blok blok giderek tüm uyuşturucu ticaretini eline aldı. | Open Subtitles | بشكل أساسي, استولى على تجارة المخدرات لبعض الوقت |
Buraya, Emerald City'ye ilk geldiğim zaman, bana uyuşturucu ticaretini önererek cömert bir teklifte bulundunuz ama ortaklığa alışmadığım için reddetmiştim. | Open Subtitles | عندما وصلتُ بادئَ الأمر إلى مدينة الزمرد عرضتَ عليَ عرضاً كريماً لمُشاركَة تجارة المخدرات لكني لَم أعتَد على أن يكونَ لي شُركاء، لذلكَ رفَضت |
Şu anda itibaren uyuşturucu ticaretini ben yöneteceğim. | Open Subtitles | سأدير تجارة المخدرات من الآن فصاعداً |
Seçimleri nasıl düzenlemek gerektiği konusunda açık dersler vermek ve uyuşturucu ticaretini nasıl durdurmak gerektiği konusunda konferans vermenin yanında Afgan öğrencilere aynı zamanda nasıl kavramsal sanat yapılacağı dersi de veriliyordu. | Open Subtitles | وتضمن نشاط هؤلاء إلقاء دروس في كيفية تنظيم الانتخابات وعقد المؤتمرات، ومكافحة تجارة المخدرات كذلك أعطى بعض الطلاب الأفغان دروساً |
Tek seferde bütün bir bloğun uyuşturucu ticaretini ele geçirdi. | Open Subtitles | استولى على تجارة المخدرات لبعض الوقت |
Eğer Mendoza'yı alaşağı edersek, şehirdeki uyuşturucu ticaretini sakatlamış oluruz. | Open Subtitles | سنقبض على (مندوزا), عندها نشل تجارة المخدرات في المدينة. |
Bizi aynasızlara ispiyonlayıp Morales, Pancamo ve diğerlerini haklamamızı ve uyuşturucu ticaretini ele geçirmemize engel olan kişi olmak nasıl bir his? | Open Subtitles | كونكَ مَن وشيتَ بِنا للضُباط حُلتَ بيننا و بينَ قتلِ (موراليس)، (بانكامو) و الباقين منعتنا مِن الاستيلاء على تجارة المخدرات |
Şangay'daki uyuşturucu ticaretini kontrol eden en güçlü isim. | Open Subtitles | انه يسيطر على أقوى تهريب مخدرات في شنغهاي. |