| Arabadaki uyuşturucuyla ilgili bir şey var, bana doğru gelmiyor. | Open Subtitles | ثمة أمر لا أصدقه بشأن المخدرات التي عثر عليها بالسيارة |
| Bu ev nereden çıktı? uyuşturucuyla mücadele bölümü el koymuş. | Open Subtitles | قمنا بمصادرته على تجار مخدرات، كقرض من إدارة مكافحة المخدرات |
| Eğer 10 yıl önce insanlara "uyuşturucuyla savaşın sonlanması mümkün mü?" diye sorsaydınız çoğu size gülerdi. | TED | لو سألت معظم الناس قبل 10 سنوات هل نهاية الحرب على المخدرات ممكنة، لكانوا قد ضحكوا. |
| uyuşturucuyla pazarlamak kolay oluyordur, peki ırza geçme işiyle kim ilgileniyor? | Open Subtitles | من السهل ان تعلقهم بالمخدرات.. لكن من يهتم بفض عذريتهم ؟ |
| Hastanenin görevi uyuşturucuyla ilgili bir hasta geldiğinde polise bildirmektir. | Open Subtitles | واجب المستشفى هو إبلاغ الشرطة عندما توجد حادثة تتعلق بالمخدرات |
| Bugün evi basanlar uyuşturucuyla mücadele ekibiydi. | Open Subtitles | كانت فرقة المخدّرات مَن أغارت على المنزل اليوم. |
| uyuşturucuyla savaşın dünyaya ne faydası oldu? | TED | ما الذي جلبته الحرب على المخدرات للعالم؟ |
| En görünen sonucu, uyuşturucuyla Savaş. | TED | ومن الآثار الواضحة تلك المتعلقة بحرب المخدرات. |
| Bunun neden işe yaramadığını görmeye başladım uyuşturucuyla şavas mantığını özel hayatlarımıza ithal etmekten farkı olmadığını düşünmeye başladım. | TED | بدأت التفكير والنظر لماذا لم تنجح تلك المنهجية، وبدأت أفكر أن هذا مشابه لإدخال منطق حرب المخدرات في حياتنا الخاصة. |
| Devlet ve politikacılar, uyuşturucuyla savaş ve 3 hata hakkı gibi ülkemizde birçok insanı hapse attıran kararları veriyorlardı. | TED | الحكومة والسياسيين هم من اتخذوا القرارات، مثل مكافحة المخدرات وقانون الثلاث ضربات، والذي أدان العديد من الناس في بلادنا. |
| uyuşturucuyla mücadele ajansı tahkikata başlıyor. | Open Subtitles | يجب أن تعلم أن إدارة مكافحة المخدرات بدأت تحوم حول الموضوع. |
| Bağımsız bir uyuşturucuyla savaş birimi kurma yetkisi aldım ve seni seçiyorum. | Open Subtitles | لقد فوضوني لأقوم بإنشاء وحدة لمكافحة المخدرات وقد اخترتك أنت |
| Neden uyuşturucuyla mücadeleyi seçtiniz. | Open Subtitles | لديك بنت ، لماذا من الضروري أن يتم القبض عليها في مشكلة المخدرات هذه؟ |
| uyuşturucuyla Mücadele Bürosu'nun başına geçene kadar... bizim haberimiz olmadan... basına açıklama yapma... | Open Subtitles | حتى تسيطر رسمياً علي مكتب سيطرة المخدرات الوطني مهما كانت الظروف ستتكلم إلى الصحافة بدون حماية بدون المرور بهذا المكتب |
| Ulusal uyuşturucuyla Mücadele Ofisine atanan... yeni uyuşturucu çarımız, Robert Hudson Wakefield. | Open Subtitles | مؤكد مؤخراً في المكتب الوطني للسيطرة علي المخدرات كبير ضباط مكافحة المخدرات الجديد روبرت هدسون ويكيفيلد |
| Bir araba dolusu uyuşturucuyla yakalanmayı göze alamazdık,.. | Open Subtitles | لا نريد أن نخاطر بقبضهم علينا بسيارة مليئة بالمخدرات |
| Diyelim ki masa uyuşturucuyla dolu, tamam mı? | Open Subtitles | لنقول هذه الطاولة هنا مليئة بالمخدرات حسنا؟ |
| Olayın uyuşturucuyla ilgili olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أن هذا هو ذات الصلة بالمخدرات. |
| Silahlarla ya da uyuşturucuyla ilgili olduğunu söyleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك القول إن الأمر متعلق بالمخدرات والأسلحة |
| ABD, önümüzdeki yıl uyuşturucuyla savaş için 50 milyar doların üzerinde para harcayacak. | Open Subtitles | أمريكا أنفقت أكثر من 50 بليون دولار هذه السنة لمحاربة المخدّرات |
| uyuşturucuyla mücadele dairesi sizin şu organik çiftliğinizi ziyaret etmekte. | Open Subtitles | مكافحة المخدّرات تزور مزرعتك العضوية الآن |
| uyuşturucuyla yakalanırsanız, idam edilirsiniz. | Open Subtitles | إن تم الإمساك بك بالمخدّرات تواجه عقوبة الإعدام. |
| Baltimore Polis Departmanı uyuşturucuyla Mücadele Birimi'ne katılmadın ki hiç. | Open Subtitles | أنت لم تكن في قسم شرطه "مكافحة المخدارات بـ "باتيمور |
| Yalnızdım, korkmuştum ve sen beynini uyuşturucuyla bulandırmıştın. | Open Subtitles | لقد كنت وحيده وخائفة وانت كنت غائبا عن الوعي مدمنا للمخدرات |
| Eğer Anderson Financial'ın yatımda uyuşturucuyla beslenen seks partilerine sponsor olduğu ortaya çıkarsa kurumsal müşteriler basıp gider. | Open Subtitles | إذا انتشر خبر أن شركة أندرسون المصرفية ترعى حفلة مليئة بالمُخدرات والعربدة على يختى فسوف يقفز عُملاء الشركة من السفينة |