Fakat ayak izleri şuradaki küpten bu yöne doğru uzaklaşıyor. | Open Subtitles | لكن آثار الأقدام تبتعد عن الجرة ، في هذا الإتجاه |
Evrenimiz genişlediğine göre, her şey birbirinden uzaklaşıyor ve bu da her şeyin kırmızı göründüğü anlamına geliyor. | TED | الآن، يستمر كوننا في التمدد، لذا فجميع الأشياء تبتعد عن بعضها البعض، ويعني ذلك أن جميع الأشياء تبدو حمراء اللون. |
Her seferinde daha yüksek bir sayı çıkarsa fırtına bizden uzaklaşıyor demektir. | Open Subtitles | إذا أمكنك أن تعد لمدة طويلة كل مرة هذا معناه أن العاصفة تبتعد عنا |
Ve sonra birkaç saniye başka bir şey düşünmek için uzaklaşıyor ve düşünüyor, 'Belki, farklı bir açıdan yaklaşırsam.' | TED | وها هو يبتعد قليلاً ومن ثم يقترب مرة اخرة ويقول في نفسه ربما علي ان اقترب من زاوية اخرى |
Benden uzaklaşıyor. Şu anda onlara, bölgemi koruduğumu kanıtladım, ve böylece saygılarını kazandım. | Open Subtitles | انه يبتعد مني وقد تمكنت من اختراق منطقته واصبحت هده الارض لي |
Şimdi tüm vücut üzerinde kontrolünü kaybediyor. O kız doğru hareketleniyor, ama şanslıymış tam zamanında oradan uzaklaşıyor. | Open Subtitles | دوافعه تتجه للبنت، لكن لحسن الحظ إنها تبتعد في آخر لحظة |
Sanki uzaklaşıyor gibi, her kimse. Hayır, üsttekini kastettim. | Open Subtitles | يبدو أنها تبتعد مهما كانت لا , أنا أعني ما بالأعلى |
Evet, efendim. uzaklaşıyor. Gezegenin atmosferine girmekte serbestiz. | Open Subtitles | نعم يا سيدي، إنها تبتعد نحن بخير لندخل الغلاف الجوي للكوكب |
Bütün kuşkuların bütün korkuların uzaklaşıyor. | Open Subtitles | جميع شكوكك جميع مخاوفك تبتعد , إنها تبتعد |
İlgi duyduğun kadın senden bir adım uzaklaşıyor ve başkasına mı yaklaşıyor? | Open Subtitles | امرأة تهتمّ لأمرها تبتعد خطوةً منكَ وتدنو أخرى من شخصٍ آخر؟ |
Annen benden uzaklaşıyor. Ne yapacağımı bilmez hâldeyim. | Open Subtitles | والدتك تبتعد عني ، لا أعلم ما الذي يجب علي أن أفعله |
Her gün biraz daha uzaklaşıyor. | Open Subtitles | مع كل يوم ينقضي، فإنها تبتعد عنا |
Her sabah yapılacaklar listemin başında yer alıyor ve her gün benden uzaklaşıyor. | Open Subtitles | أهم قائمة أعمالي كل صباح وكل يوم يبتعد عني |
Oraya mı, şuraya mı bakıyorum? O parlak nesne önemli mi? Şu belirsiz şey bana mı geliyor yoksa uzaklaşıyor mu? | Open Subtitles | هل أرى هنا, هناك, هل هذا الشيء اللامع مهم هل ذلك الشيء المظلم يقترب مني أو يبتعد عني |
Saatte 96.500 km hızla bizden uzaklaşıyor. | Open Subtitles | إنه يبتعد عنا بسرعة تفوق الستين ألف ميلاً بالساعة. |
Saatte 96.500 km hızla bizden uzaklaşıyor. | Open Subtitles | إنه يبتعد عنا بسرعة تفوق الستين ألف ميلاً بالساعة. |
uzaklaşıyor, biraz sonra dönüyor ve kadını metronun önüne itiyor. | Open Subtitles | و يبتعد ليعود بعد لحظات و يدفعها أمام القطار. |
Onaylama, sivil pilot, uçak gemisinden uzaklaşıyor. | Open Subtitles | أؤكد الطيار المدنى يبتعد عن حامله الطائرات |
Evinden uzaklaşıyor | Open Subtitles | إنها تغارد منزلها |
Sanki bir rüya gibi, hatırlamak için zorladıkça, belleğimdekiler daha da uzaklaşıyor. | Open Subtitles | إنه مثل حلم ، وصعوبة أن أحاول أن أتذكّر وأبعد أن اذهب بعيداً في الذكرى |
Ben iyiyim. Red Tornado uzaklaşıyor. | Open Subtitles | انا بخير ريد تورنيدو يهرب بعيدا |
O sadece, gün geçtikçe benden uzaklaşıyor. | Open Subtitles | ..إنه يحافظ على أن يبقى بعيداً عني أكثر وأكثر |
En yakınındaki muhafız uzaklaşıyor. | Open Subtitles | الحارس الذى كان على مقربه منك يتحرك بعيدا |
Ama onlar geldikçe, o uzaklaşıyor ve yarım düzine taliplisini onu takip etmeye zorluyor. | Open Subtitles | لكن بينما يقومون بذلك، تسبح مولية الأدبار، مُكرهةً المُتقدمين إليها البالغ عددهم نصف دزينة أو ما يقارب للّحاق بها. |
Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor. | TED | ثم سترونها تنقلب وتطير مبتعدة بـ50000 كيلومترا عن التيليسكوب. |