Himalaya dağının eteklerinde yaşayan insanların ömrünü uzatmaya yardımcı oluyor. | Open Subtitles | الطب الحديث يُساعد في إطالة .عمر الاشخاص الذين يعيشون هنا |
İnsanlar için günü uzatmaya çalışmak o kadar olağandışı ki cidden bizleri inceleyen uyku araştırmacıları olmuştu. | TED | في الحقيقة، كان هناك باحثون في النوم قاموا فعليّاً بدراستنا لأنه كان غير طبيعي للغاية للإنسان أن يحاول إطالة يومه. |
Riemann yüzeyindeki diferansiyel açık alt kümeli kompleks fonksiyonu uzatmaya çalıştın mı hiç? | Open Subtitles | أحاولتي من قبل تمديد معادلات معقدة مع فتحات فرعية مختلفة في تحاليل معقدة؟ |
Tek yapabileceğiniz o anı elinizden geldiğince uzatmaya çalışmaktır. | Open Subtitles | كل ما يمكنكِ فعله هو مُحاولة تمديد هذه اللحظة قدر الإمكان. |
Ve şimdi mahkûmlar oyunu uzatmaya götürmek için gerekli olan ekstra puana çok yakınlar. | Open Subtitles | والآن المساجين اخذوا .نقطة اضافية غير الوقت الاضافى |
Kışlaya dönelim. uzatmaya ihtiyacımız var, Albay. O çok hasta. | Open Subtitles | سنحتاج للتمديد فترة المحاكمة ايها العقيد فهو مريض |
Bu kavgayı uzatmaya niyetliyim, karar senin. | Open Subtitles | وأنا على استعداد لإطالة هذه المعركة لذا، القرار قراركِ |
Nişanı uzatmaya çalışıyorum da. İşler umduğumdan hızlı ilerliyor. | Open Subtitles | ، إنني أحاول إطالة الخطوبة الأمور تمشي بأسرع مما ظننت |
-Yani ben sadece senin acı çekmeni uzatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كل ما في الأمر أنني أحاول إطالة معانتك |
- Daha iyi dediğin insan hayatını uzatmaya mı? | Open Subtitles | شيء أفضل من إطالة أعمال البشر ؟ |
Hayatını uzatmaya odaklanmalısın. | Open Subtitles | بدلاً من إطالة حياتك |
Mutluyum ve bu anı uzatmaya çalışıyorum... | Open Subtitles | فأحاول إطالة أمد اللحظة |
Akşam yemeğini uzatmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تحاولين إطالة وقت العشاء؟ |
Aksine bu hikâyeyi uzatmaya karar verdi. | Open Subtitles | لكن عوضاً عن ذلك، إختار هو تمديد هذه القصة |
Bu uzatmaya tek bir nedenden ötürü karşı çıkabilirim: | Open Subtitles | أود أن أبدي اعتراضي على تمديد المهلة لسبب واحد بسيط |
Kredimizi uzatmaya razı oldular, ama teminat istiyorlar. | Open Subtitles | - تحسباً للأمر، لقد قابلت مع مصرف وافقوا على تمديد حدود إئتماننا |
Maçın uzatmaya gitmesini umuyor. | Open Subtitles | والان نتمنى الوقت الاضافى |
Maçın uzatmaya gitmesini umuyor. | Open Subtitles | والان نتمنى الوقت الاضافى |
uzatmaya da oldukça müsait. Ben sadece... | Open Subtitles | إنه لأمر حسن للتمديد أنا فقط |
Bekleyişi uzatmaya çalışmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أبحث لإطالة بقائنا تحت الأرض |