Şey, bu şey uzunlamasına katlanmış, tıpkı onu cebinde taşıyan biri gibi. | Open Subtitles | إنها ورقة مطوية بالطول وكأن أحداَ كان يحملها في جيبه |
- Evet ama uzunlamasına ve çok ince olacak. | Open Subtitles | هل يجب أن اقطعها ؟ نعم , لكن بالطول بشكل رفيع |
Bunun da nedeni, kurbağanın retinasında sadece uzunlamasına hareketlere tepki veren çevresel sinirlerdir. | Open Subtitles | و ذلك لأن توجد عند ضفدع العلجوم دوائر عصبية في شبكية العين التي تستجيب فقط إلى الحركة بالطول. |
Sonrasında, Roux kolu oluşturmak için ince bağırsağı yerinden oynatabilir ve pankreas kanalını baştan başa uzunlamasına açabilirim. | Open Subtitles | لأقوم بعمل مفاغرة طرفية، وافتح قناة البنكرياس بشكل طولي من طرفها وحتى عنقها؟ |
Temporal kemikte uzunlamasına bir kırık var. | Open Subtitles | لديكَ كسر طولي في العظم الصدغي |
Şef Vola dana etini alır, uzunlamasına keser, unlar zeytinyağında kızartır, peynir ve domates sosuyla bular. | Open Subtitles | الطاهي ( فولا ) تولى مهمة طبخ لحم العجل قطعها بالطول , خبزها وجعلها تقلي في زيت الزيتون |