Dürüst olmam gerekirse, Vaat edilmiş ülkeyi seni inandırdığım kadar iyi bilmiyorum. | Open Subtitles | ..حسنُ ان كانت الحقيقة ستُقال أنا لست متشوقاً للأرض الموعودة كما ذكرت |
Kanım Vaat edilmiş zamana kadar, yani sen dönene kadar, yani Vaat edilmiş topraklar bizim olana dek akacak. | Open Subtitles | ستتدفق دمائي حتى اليوم الموعود حتى تعود وهذه الأرض الموعودة لنا |
Vaat edilmiş topraklar bizim olduğunda barış gelecek. | Open Subtitles | عندما تصبح الأرض الموعودة لنا سيعم السلام |
Bu akşam bilmenizi isterim ki... halk olarak, Vaat edilmiş Topraklar'a ulaşacağız. | Open Subtitles | لكن اريدكم ان تعرفو الليله أننا كشعب سوف نصل الى أرض الميعاد |
Ama Batı'ya Vaat edilmiş topraklara Azizlerin seyahati için zaruri olan yan tren hattı selefine kıyasla, senin döneminde iki kat daha hızlı ilerledi. | Open Subtitles | ومع ذلك، فإن خط السكة الحديد الذي يبرهن على ضرورة الرحلة المقدسة للغرب إلى أرض الميعاد |
Bizimle birlikte Vaat edilmiş topraklara gelirler diye umuyordum. | Open Subtitles | وكنت آمل انهم ينجوا معنا إلى أرض الميعاد |
Kral'ın arkasını kollarsanız, sizi Vaat edilmiş topraklara götürür. | Open Subtitles | فليعتمد الجميع على الملك وسوف أقودكم إلى الأرض الموعودة |
Vaat edilmiş topraklara kim götürecek bizi? | Open Subtitles | و من الذي يقودنا نحو الأرض الموعودة ؟ ماذا ؟ |
Açlık ve sefaletle mücadele adına Vaat edilmiş toprakların özlemiyle şarkılarını söylemeye başlamışlar. | Open Subtitles | اليهودي يمسك بالكمان و الأفريقي بالبانجار و للحد من الجوع و البؤس ، بدأوا يغنون حول أحلامهم في الأرض الموعودة |
Bizi Vaat edilmiş topraklara sen götüreceksin. | Open Subtitles | نحن نعتمد عليك لتطير بنا للأرض الموعودة |
Beraberce bizi Vaat edilmiş topraklara götürsünler. | Open Subtitles | , ومعاً ستقودنا للأرض الموعودة |
Vaat edilmiş topraklarda Porsche kullanıyorsun. | Open Subtitles | بينما أنت تقود سيارة "البورش" نحو الأرض الموعودة |
İki bin yıl boyunca atalarımız Vaat edilmiş toprakları aradılar ve işte, orası burası! | Open Subtitles | ألفين سنة وقومنا يبحثون عن الأرض الموعودة وهذه ... |
Vaat edilmiş Topraklara gidebilmemiz için buna devam et. | Open Subtitles | حسنا، حافظوا على تمهيد الطريق إلى أرض الميعاد |
Vaat edilmiş topraklara gidiş pasaportu bu. | Open Subtitles | لماذا، هذا جواز سفر إلى أرض الميعاد |
...ve işte burada, Vaat edilmiş topraklarda kalacaksın. | Open Subtitles | و الآن ستبقون في أرض الميعاد هذه |
Bize Vaat edilmiş topraklarla aramızda duran tek şey. | Open Subtitles | كل هذا يقف بيننا وبين ارض الميعاد |
Bize Vaat edilmiş toprakların arasında. | Open Subtitles | انها كل ما يقف بيننا وبين ارض الميعاد |
Yeni yasalarımız, bizi Vaat edilmiş topraklara hazırlayacak. | Open Subtitles | لدينا قوانين جديدة تحضرنا لارض الميعاد |
Kobayashi Maru Vaat edilmiş topraklara yelken açtı. | Open Subtitles | (كوباياشي مارو) قد أقلع بالمركب طلبًا لأرض الميعاد. |