Ailece vakit geçirmenin bir bölümü de ayrı ayrı zaman geçirmektir. | Open Subtitles | جزء من قضاء الوقت كعائله هو قضاء الوقت متفقرين كأفراد |
Babanın adamlarından biriyle bu kadar fazla vakit geçirmenin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنها فكرة جيدة قضاء الوقت مع أحد موظفي والدك |
Ailenle vakit geçirmenin bu kadar acı verici olmasına üzüldüm. | Open Subtitles | حسناً، أنا آسف لأنك تظن أن قضاء الوقت مع عائلتك مؤلم لهذه الدرجة. |
Hiçbir şeyin, çocuklarınızla vakit geçirmenin yerini tutamayacağını söylerler. | Open Subtitles | يقولون أنه لا يوجد بديل عن تمضية وقت مع الأطفال |
Hiçbir şeyin, çocuklarınızla vakit geçirmenin yerini tutamayacağını söylerler. | Open Subtitles | يقولون أنه لا يوجد بديل عن تمضية وقت مع الأطفال |
Onunla vakit geçirmenin, onu öpmenin onunla eğlenmenin mi önemli olan şey olduğunu sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقد قضاء الوقت معها, تبادل القبلات معها تستمتع معها, تعتقد هذا هو كل شئ؟ |
Şayet sadece ikimizin, beraber vakit geçirmenin sonsuza dek olacağına karar vermemiz önemliydi. | Open Subtitles | تعلمون , لقد قرّرنا إن كان ذلك سيحدث للأبد فإنّ قضاء الوقت معاً لنا سيكون مهمّاً |
İnan bana, bu adamla vakit geçirmenin eğlenceli hiçbir yanı yok. | Open Subtitles | صدقيني، لا شيء ممتع عن قضاء الوقت مع هذا الرجل |
Bir hastayla vakit geçirmenin yerini alabilecek hiçbir şey yok aslında. | Open Subtitles | "حسنا، ليس هناك بديل فعلا" "عن تمضية وقت مع المريض." |