Bütün dünya devletleri insan evrimini tartıştılar ve hepsi aynı sonuca vardılar. | Open Subtitles | كل أمه من أمم العالم ناقشت قضية نشوء الانسان وجميعهم توصلوا لنفس النتيجة |
Ama yangın dedektifleri sizin o gün vardığınız sonuca vardılar. | Open Subtitles | ولكنَّ فرقةَ التحقيقِ في الحرائقِ قد توصلوا لنفس إستنتاجِكَـ تماماً في يومِ الحادثةِ نفسها |
Farkına vardılar ki uzak, devasa bir gezegen olmalıydı; tam da Uranüs'ün yörüngesinde, bu yörüngeye çekilmiş, bazen biraz fazla hızla çeken, bazen geride tutan. | TED | لقد توصلوا إلى حتمية وجود كوكب بعيد وعملاق يقبع وراء مدار أورانوس يحدِث تجاذبات على طول ذلك المدار، تصل في بعض الأحيان إلى الدفع به بسرعة على طول المدار، وأحيانًا يدفَع به إلى الخلف. |
Takım lideriyle şimdi görüştüm. Oraya dün gece vardılar. Şimdi toparlanıyorlar. | Open Subtitles | للتّو قد تحدّثت إلى قائد الفريق، لقد وصلوا ليلة البارحة، والآن يتجمّعون. |
Tokyo'daki gelişme durdurulabilirse bunun tüm ülkedeki rakunlar için son derece olumlu olacağı sonucuna vardılar. | Open Subtitles | لقد وصلوا الى قرار هو اذا استطاعوا ايقاف تطور مدينة طوكيو فانها ستكون نتيجة ممتازة لجميع الراكون حول المنطقة لكن كان عليهم ان يقرروا من يذهب |
Randevu noktasına vardılar müdürüm. | Open Subtitles | لقد وصلوا الى نقطة المقابلة ايها المدير |
Neyse ki, bir anlaşmaya vardılar. | Open Subtitles | للحظ, لقد توصلوا إلى حل وسط |
Karara vardılar mı? | Open Subtitles | هل توصلوا لقرار؟ |
Evet. 30 dakika önce vardılar. | Open Subtitles | أجل، لقد وصلوا منذُ قرابة ثلاثون دقيقة. |
Evet. 30 dakika önce vardılar. | Open Subtitles | أجل، لقد وصلوا منذُ قرابة ثلاثون دقيقة. |
Sana söylemiştim. Onlar çoktan eve vardılar. | Open Subtitles | قلت لك، لقد وصلوا للمنزل مسبقاً |
Neredeyse vardılar. | Open Subtitles | لقد وصلوا تقريبا |
Sahile vardılar bile! | Open Subtitles | لقد وصلوا إلى الشاطئ |
Albay, az önce Hudango'ya vardılar. | Open Subtitles | كولونيل. لقد وصلوا الى هيدجنا |