ويكيبيديا

    "varken" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بينما
        
    • بين
        
    • طالما
        
    • بوجود
        
    • حين
        
    • عندما يكون
        
    • عندما سنحت
        
    • مع وجود
        
    • عندما كان
        
    • عندما تكون
        
    • عندما كانت
        
    • دام
        
    • مع كل
        
    • حينما يكون
        
    • بدلا
        
    Bırak burada öleyim. Lütfen, hazır gücüm varken hemen oluversin. Open Subtitles أمتني هنا أرجوك أجعله سريعآ بينما لا يزال لدي القوه
    Kendinize bir iyilik yapın da henüz vakit varken atlarınıza binip gidin. Open Subtitles يجب عليكما أن تصنعا بأنفسكما معروفاً و تغادرا بينما مازال هناك وقت
    O kadar ölme şekli varken böyle olacağımı asla düşünmemiştim. Open Subtitles من بين كافة سبل الموت لم أحسب أني سأموت هكذا
    Hâlâ paramız varken kıkırdak projem için bana da para lazım. Open Subtitles علي أن أجعل مشروع الغضاريف يمول طالما أننا لانزال نملك بنكا.
    Özellikle şu saatlerde ve etrafta onca it köpek varken. Open Subtitles وخاصّةً بوجود كل هذه الأوغاد ويهبط الظلام وكل هذه الأمور
    Kendi arabamız, eski MG, varken yaptığımız ilk yolculuğu hatırlıyor musun? Open Subtitles تذكر أول رحلة لنا معاً حين كانت لنا سيارتنا الخاصة ؟
    Akraba içi ilişkiden doğan oğlumuzu evde misafir varken bodrumda saklıyoruz. Open Subtitles وإننا نحاول إبقاء إبننا المعاق في السرداب عندما يكون لدينا ضيوف
    Ben sadece neden yemek borusunda kanser varken onun kalbini ameliyat ettiklerini anlamıyorum. Open Subtitles أنا لا أفهم لم سوف يجرون جراحة على قلبه بينما السرطان في أحشائه
    Saldırı olmayacak. İçerde bir çocuk varken bunu göze alamam. Open Subtitles لا يوجد هجوم بينما هناك أطفال في الداخل، لن أتزحزح
    - Evet güneş varken. - Yarım saat içinde sana katılacağım. Open Subtitles أجل.بينما يوجد شمس هل يُمكنني أن أنضم إليكِ خلال نصف ساعة؟
    Yani etiketlere, VIP listesine ne ihtiyaç var ki bunlar varken? Open Subtitles أعني، تعلمين، لماذا نحتاج للملصقات وقائمة الشخصيات المهمة بينما لدينا هذا؟
    10 dolarlık bir bahis varken neden elimdeki 5 dolarla yetineyim ki? Open Subtitles لماذا ابحث عن 5 دولارات فى يدى بينما الرهان كان 10 ؟
    Neden evinin konforunda işini görmek varken, havasız bir kuaföre tıkanıp kalasın ki? Open Subtitles لماذا تفعل شيئاً في صالون مزدحم بينما بإمكانك فعله في منزلك المريح؟ لا.
    Çizdiğim onca şey varken oraya bunu mı asmak istiyorsun? Open Subtitles من بين جميع أعمالي، تلك القطعة هي التي تريد تعليقها؟
    Etrafta rastlayacak o kadar insan varken, ben sana rastlıyorum. Open Subtitles فمن بين كل الناس الذين قدْ ألتقيهم صدفة, ألتقيكِ أنتِ
    Ruhunu kurtarmak için hala bir şansın varken dur artık. Open Subtitles توقف طالما أنه لا يزال هناك وقت لكي تنقذ روحك
    Yerinizde olsam, zaman varken gemiden denize atlardım. Open Subtitles حسناً. لو أنني كنت في مكانك لكنت قفزت فوق سطحها طالما لا يزال عندي الوقت لذلك
    Böyle bir kanıt varken, kefaletle serbest bırakılmanızı sağlamamız çok zor. Open Subtitles بوجود أدلة من هذا القبيل، أشك في أنه يمكننا إخراجك بكفالة
    Etrafımızda o kadar ölü insan resmi varken yaptığımız sevişmeyi hatırla? Open Subtitles هل تتذكرين حين ضاجعتك وكانت كل هذه الصور للموتى تحيط بنا؟
    Milyonlarca eş-dostun onayı varken kimin bir aile üyesinin onaylamasına ihtiyacı olur ki? Open Subtitles أنت لا تحتاج لموافقة من فرد عائلة واحدة عندما يكون لديك الملايين منها
    Fırsatım varken teklif ettiği deli maceraya atılmamakla aptallık ettim. Open Subtitles كنت مغفلاً بعدم الاستثمار في مغامرته المجنونة عندما سنحت الفرصة
    Elimizde o gayet açık yazı varken bile sadece ümidi yeni baştan tanımladık. TED حتى مع وجود تلك الورقة الواضحه في ايدينا فقد ظلينا نعيد تعريفنا للأمل
    Biliyor musun, iyi bir kariyerim varken, ve sen sıradan bir ev kadınıyken, ben sana asla tepeden bakmamıştım. Open Subtitles أتعلمين، عندما كان لديّ مهنة ذات مستوى عالٍ، وأنتِ كنتِ مجرّد ربّة بيت، لم أنظر إليكِ قطّ بنظرة استصغار
    Senin gibi biri varken, neden bir başkasını bekleyeyim ki? Open Subtitles عندما تكون من حولي هل استطيع أن أتوقع شخصاً آخر؟
    Bence annem varken burası çok daha yaşanır bir yerdi. Open Subtitles اعتقد ان المنزل كان أجمل بطريقة إمي عندما كانت تستخدمه
    Bundan kaçınma imkanımız varken kimsenin zarar görmesine gerek yok. Open Subtitles لا حاجة لأن يتأذى أحد ما دام بإمكاننا تفادي ذلك.
    Bu kadar paran varken, neden sürekli bir kayalıktan atlamak istermiş gibi duruyorsun? Open Subtitles مع كل هذا المال, لماذا دائما يبدو عليك كانك ستقذف بنفسك من المنحدر
    Elimizde sadece iki ayak izi varken olaya intihar süsü verildiğini ispatlamak zor olacak bence. Open Subtitles أعتقد أنه سيكون شيئاً صعباً لإثبات أن الإنتحار كان مزيفاً حينما يكون كل ما لدينا آثار أقدام جزئية
    Her çarşamba, insanların bir saatlik boş vaktinde neden otuz bir çekmek varken Donehower'i dinlemeye can atmadığını anlayamaz. Open Subtitles أنه لايستطيع تخيل لماذا الناس لاتحب الأستماع لدون أور بدلا من أخذ ساعة أستراحة كل يوم أربعاء في غرفهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد