Şansı varmış ki nefes borusu zarar görmemiş doktor ağrıyı dindirmek için yatıştırıcı verdi. | Open Subtitles | لحسن الحظ، القصبة الهوائية لم تنهار وسكن الأطباء آلامه |
Evet, şansım varmış ki, ana atardamarı ıskalamış. | Open Subtitles | نعم ، لحسن الحظ هو اخطأ الشرايين الريئسية |
Şansı varmış ki, adam öldürme suçlamaları düşmüştü. | Open Subtitles | لحسن الحظ أن تهمة القتل ،عن غير عمد اُسقطت |
Şansın varmış ki, iyi eğitimli, güvenilir bir sağlık uzmanının karşı dairesinde oturuyorsun. | Open Subtitles | حسناً لحسن حظك أنتِ تعيش بالمقابل منك شخص مدرب علي أعلي مستوي , وجدير بالثقة |
Şansım varmış ki bayıldım. Hiçbir şey hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنا داكنٌ جداً لذلك لا أتذكر أي من ذلك |
Şansım varmış ki bayıldım. Hiçbir şey hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنا داكنٌ جداً لذلك لا أتذكر أي من ذلك |
Şansın varmış ki baban seni kurtardı, değil mi? | Open Subtitles | لحسن الحظ أن والدك كان هناك وأنقذك |
Allah'tan biraz domuz yağım varmış ki acıyı dindirmek için sürdüm... | Open Subtitles | لحسن الحظ كان لدي الكثير من دهن الخنزير |
- Şansım varmış ki beni terketti. | Open Subtitles | ولكن لحسن حظي تركتني |
Şansımız varmış ki korumam onu halletti. | Open Subtitles | لحسن الحظّ, أمني حصل على القطرة عليه . |
Şansım varmış ki, indiğimiz zaman, | Open Subtitles | لحسن الحظ عندما هبطنا |
Şansım varmış ki, Buda'nın yaşadığı zamanda. | Open Subtitles | لحسن الحظ في عهد بوذا |
Şansın varmış ki, Vance'in ölüm zamanı saat 19.30 olarak tespit edildi, değil mi? | Open Subtitles | لحسن حظك، وقعت وفاة (فانس) عند الـ7: 30 مساءاً، حسناً؟ |
Şansın varmış ki Marguerite güzel bir performansla günü kurtardı. | Open Subtitles | لحسن حظك، لقد أنقذت (مارغريت) الموقف |
Şansın varmış ki ben alabilirim. | Open Subtitles | نعم، حسناً، لحسن حظك بوسعي ذلك، طلبت أن تتصل بها... عندما تزور (ميامي) المرة المقبلة |
Şansımız varmış ki, Bayan Wignall bunları senin için bulmuş. | Open Subtitles | (لحسن الحظ ، السيدة (وينجال وجدتهم لـك |
Şansım varmış ki... | Open Subtitles | و لحسن الحظ... |