Orada bize, bir yargıya varmadan önce temkinli davranıp, iyice düşünmek gerektiği öğretiliyor. | Open Subtitles | نحن نتعلم التأمل سؤال الأسئلة و ممارس ضبط النفس قبل الوصول إلى الإستنتاجات |
Eve varmadan önce durup bir şeyler atıştırmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين أن نتوقف لشراء شيء قبل أن نصل للمنزل؟ |
Helikopterler birlikte çalışıyorlar, büyüyen sürüyü ilerletiyorlar, çiftliğe varmadan önce geçmeleri gereken 50 kilometreleri ve birkaç durgun göl var. | Open Subtitles | تعملالفراماتمعاً، دافعة القطيع المُتنامي ولكن لديهما 50 كيلومتر وبُحيرة صغيرة لعبورها. قبل أن تصل الى المزرعة. |
Oraya varmadan önce birkaç saat kestirebilirsin. | Open Subtitles | تستطيعى الحصول على بضع ساعات راحة قبل وصولنا هنال |
Ayrıca, Gennou'nun Konoha'ya varmadan önce Saklı Şelale Köyü'nde görüldüğüne dair raporlar var. | Open Subtitles | أيضا, هناك تقرير أن جينو حضر إلى قرية الشلال قبل أن يصل إلى كونوها |
Onlar varmadan önce dönmek için yola koyulsak iyi olur. | Open Subtitles | علينا أن نتحرك إن كنا نرغب بالعودة قبل وصولهم |
Ama Parallax Oa'ya varmadan önce, ona karşı koymaya hazır olacağız. | Open Subtitles | لكننا سنكون مستعدين... لردع (بارالاكس) قبلما يصل (أوا). |
Ancak sizin göreviniz şudur ki saygıdeğer jüri üyeleri kesin bir sonuca varmadan önce bütün olasılıkları düşünmelisiniz. | Open Subtitles | لكن إنه واجبكم أيها السادة المحلفون أن تضعوا بعين الإعتبار كل الإحتمالات قبل الوصول لحكمكم النهائي |
Los Angeles'a varmadan önce, dört banka soygunuyla ilgili öğrenmemiz gereken detaylar var. | Open Subtitles | لدينا تفاصيل ال 4 سرقات لنعرفها قبل الوصول للوس انجلوس |
Leoville'e varmadan önce, Hunter manzaraya bakma fırsatı bulsun istedim sadece. | Open Subtitles | فقط أحرص أن يحصل على فرصة رؤية المناظر قبل الوصول |
- Şimdi, sınırı geçtikten sonra, Durango kasabasına varmadan önce hala gidilmesi gereken 500 mil yolumuz daha olacak. | Open Subtitles | الآن، بعد عبور الحدود علينا قطع 500 ميل آخر قبل أن نصل إلى مدينة تسمى دورانجو |
Limana varmadan önce, seyir defterine yolculuğumuzu yazmalısınız. | Open Subtitles | قبل أن نصل للميناء يجب أن تكتب سجل رحلتك البحرية |
İroni ise, kendi cennetimize varmadan önce mutlaka Hades'le savaşmalıyız. | Open Subtitles | والعجيب هو أننا يجب أن نسافر جميعاً من خلال هذه الهاوية قبل أن نصل إلى الجنة |
Bir kadının yerinin önünde sonunda evi olduğunu düşünsem de oraya varmadan önce dışarıda biraz eğlenmesinde sakınca görmüyorum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن مكان المرأة في نهاية المطاف في البيت لكني لا أرى أي ضرر في حصولها على بعض المرح قبل أن تصل إلى هناك |
O kadın gidemez. Anlaşmaya varmadan önce bırakamam. | Open Subtitles | ليس هذه المرأه لا تستطيع المغادرة قبل أن تصل الموافقة |
Biz varmadan önce Saddam'ın Yağdırıcı'yı gizleyip gömdüğüne inanıyoruz. | Open Subtitles | نشتبه في أن صدام المشروع وقد وضعت قبل وصولنا. |
Çıkış yoluna varmadan önce dibe doğru inebiliriz de. | Open Subtitles | و قد نخرج قبل وصولنا للقعر و الخروج |
Oğlan da öyle demişti, fakat eve varmadan önce kız ölmüştü. | Open Subtitles | هذا مايقولهُ,و لكنها ستكون ميتة قبل أن يصل للمنزل. |
Onlar varmadan önce bağlanmış olmamız gerek! | Open Subtitles | ! ونحن بحاجة للحصول على الإتصال قبل وصولهم |
Ama Parallax Oa'ya varmadan önce, ona karşı koymaya hazır olacağız. | Open Subtitles | لكننا سنكون مستعدين... لردع (بارالاكس) قبلما يصل (أوا). |
En kötü sonuca varmadan önce, uygun koru ve çalılıkları dolaşmayı öneriyorum. | Open Subtitles | قبل القفز لأسوء التوقعات ,أقترح أن نمشط الغابات و الأجمات |
Dinle Bir süreliğine mahalden ayrılacağım, Siz varmadan önce muhtemelen geri geleceğim. | Open Subtitles | أسمعي سأغادر المكان ومن المحتمل أن أعود قبل وصولكم |
Maden kolonisine varmadan önce statizden çıktıktan sonra. | Open Subtitles | قبلما نبلغ مستعمرة التنقيب، بعدما نفيق من السّبات. |
Evet, kesin karara varmadan önce tüm delilleri değerlendirmeye söz verdim. Vardım galiba. | Open Subtitles | أجل,لقد وعدت أن اخذ بعين الإعتبار كل الأدله قبل أن أصل إلى الإستنتاج النهائي |
Düzenlenmesi gerekiyor ama Pax River'a varmadan önce konuyla ilgili bilgi sahibi olmanıza yardımcı olabilir. | Open Subtitles | مقتضب فى الأماكن الضروريه ولكنه شامل كفايه كتمهيد للموضوع قبل أن نتوجه الى باكس ريفر |
Kuruluşun organizasyonu canlı olarak yayınlayacağını oraya varmadan önce biliyordu; ancak oraya çıkmadan önce, başının tam üstüne Twitter'a akış geçen büyük bir ekran koyduklarını bilmiyordu. | TED | كان يعرف قبل وصوله أن تلك المؤسسة ستقوم ببث هذا الحدث على المباشر، ولكن لم يكن في علمه إلى أن وصل إلى المأدبة بأنهم قاموا بوضع شاشة ضخمة بتغريدات تويتر بجانب رأسه. |