Polis artık varoşta kalan herkese serseri gözüyle bakıyordu. İnsanlar Vietnam'da yaşamaya alıştılar. | Open Subtitles | اعتبرت الشرطة أيّ شخص يعيش في حيّ الأقليات متمرّداً |
Kemirgenlerin varoşta soygun yapmalarına izin vermemelisin. | Open Subtitles | يجب ألاّ تسمح لعصابة (رانت) أن تقوم بعمليات سرقة في حيّ الأقليات |
- Basra'nın güneyindeki bir varoşta. - Evet! | Open Subtitles | -إنه في ضاحية جنوبية في (البصرة ) |
- Basra'nın güneyindeki bir varoşta. | Open Subtitles | -إنه في ضاحية جنوبية في (البصرة ) |
Karın ve çocukların var, varoşta iki hikaye. | Open Subtitles | لديك زوجه وأطفال, وطابقين في احدى ضواحي المدن |
Burada varoşta yaşayan normal bir ev hanımı görüyorsunuz günlük rutin işlerini yapıyor;kocası için kahvaltı hazırlıyor. | Open Subtitles | -هنا نرى ربة بيت ضواحي عادية طبيعية -في واحدة من مهامها الروتينية : تحضير الإفطار لزوجها |