ويكيبيديا

    "varoluşun" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الوجود
        
    • للوجود
        
    Daha yüksek bir amaç var, varoluşun başka bir uçağı. Open Subtitles إنهُ ذو مُستوى عاليّ و رفيع، مُستوى آخر من الوجود.
    Budistler tüm yaşamlarını varoluşun doğasını anlamaya çalışarak geçirirler. TED أما البوذيون فقد أمضو حياتهم يحاولون فهم الوجود
    Bunlar, her durumda, tanımlanabilir güçler tarafından varoluşun dışına sürülmüş dinamik canlı insanlardır. TED في كل حالة، هناك أناس يعيشون بديناميكية خلال رحلة الوجود عن طريق قوى تعريفية
    varoluşun iğrenç, yalnız boşluğunu. Hiçliği. Open Subtitles انها تظهر البشاعة الوحدة العاطفية عدم الوجود
    Biz gelecek nesilleri göz önüne alsaydık kendimize boyut atlatarak, varoluşun içine asla giremeyecektik. o halde bu rakam astronomik olur. TED إذا أخذنا في الاعتبار الأجيال القادمة التي لن تأتي للوجود لو فجّرنا أنفسنا، عندها سيتحوّل الرقم إلى رقمٍ فلكيّ.
    Benim doğal merakım, varoluşun... en son ve en anlamlı elementi, seni görmeye geldi. Open Subtitles الموجود ابداً والمغزى من الوجود لهذا حضرت لرؤيتك لماذا؟
    Ve sen durumu açıklayıncaya kadar sırtüstü uzanıp varoluşun yokolmasına hoşgeldin diyebilirim. Open Subtitles وجاهزة لرفس الماضى ومرحبا بنهاية الوجود مالم تعترف الان
    Şimdiye kadar duyduğun bilim kurallarının geçerli olmadığı bir varoluşun olma olasılığını kabul et. Open Subtitles افتحي ذهنك للإمكانية في الوجود لا تحكمها قواعد العلم التي تقديريها للغاية
    Daniel Jackson varoluşun daha yüksek bir kademesine yükseldi. Open Subtitles لقد إرتقى دانيال جاكسون إلى مستوى أعلى من الوجود
    "Bu sadece bizim özelliğimiz değil ama varoluşun özelliği." Open Subtitles هذا ليس من سماتنا نحن فحسب بل هو من سمات الوجود ذاته
    İnsanlara ruhların varoluşun 9 düzleminde ikamet ettiğini söyle. Open Subtitles عليكِ أن تخبري الناس بأن الأشباح تستقر على 9 طبقات من الوجود
    Farklı farklı renkte ışıklar. Bu ışıklar; seni varoluşun diğer mertebelerine çıkaracak olan kapılar oluyor. Open Subtitles هذه الأضواء هي أبواب تأخذك إلى أماكن أخرى من الوجود.
    Lezzetsiz inananlara göre iyi bir hayat, anlamlı varoluşun tanımıdır. Open Subtitles وفقاً لهيو كريدو النجاح هو تعريف الوجود ذو المعنى
    varoluşun geçici ve şartlı olduğunu söyledik, acı ise hissettiğimiz bu durumun sadece doğal bir ürünü. Open Subtitles كما تعلمين, فقد عُلِمنا بأن الوجود ليس دائمًا ومشروط، وهذا الألم الذي نشعر به ما هو إلا مجرد نتاج طبيعي لذلك
    Bir süre önce varoluşun basit zevklerinden kendimi alıkoymayacağıma karar vermiştim ama sonra sen gelip yakında öleceğimizi söyleyip her şeyi baltaladın. Open Subtitles قررت منذ فترة ألا أحرم نفسي من أبسط ملذات الوجود لا سيما وأنك قد أشرت إلى أننا جميعاً سنموت قريباً
    Bizler varoluşun bir seviyesinde yaşıyoruz, fakat başkaları da var. Open Subtitles نحن نعيش على مستوى واحد من الوجود ولكن هنالك مستويات أخرى
    Bu, varoluşun ardı arkası kesilmeyen damlamasına teslim olmak olurdu. Open Subtitles ستكون استسلاماً لندم مستمر, ندم, ندم من الوجود.
    Bu rahiplere göre körü körüne cevap aramak aşılması gereken bir ahlaki bozukluk ve varoluşun gizemlerini kabullenmeyi öğrenmekse aydınlanmaya giden gerçek yoldu. TED بالنسبة لهؤلاء الرهبان، كان السعي الأعمى وراء الإجابات خطيئة يجب التخلص منها، وتعلم قبول أسرار الوجود كان الطريق الصحيح للتنوير.
    İkincisiyse, herkesin bildiği gibi, insanlık tarihinin büyük bölümünde inanılana zıt olan, insanoğlunun, aslında, varoluşun merkezinde olmayışıdır. TED والآن الموضوع الثاني المعروف لدى الجميع هو.. بعكس ما كان يعتقد في معظم التاريخ البشري.. البشر ليسوا في الواقع محور الوجود.
    varoluşun korkunç gerçeklerini kendi dışında tutamıyordu. Open Subtitles فشل بأنه عميت عليه الحقائق الفضيعة للوجود
    İki insanın varoluşun derin acısını paylaştığı nadir anlar vardır. Open Subtitles تكون هناك لحظات يتقاسم فيها شخصان الحزن العميق للوجود

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد