Tüm erkeklerin, beraber yaşadıkları kadınlara karşı bir özür borçlu olduğu varsayımıyla yaşıyorum. | Open Subtitles | نوعا ما أتعايش مع فرضية أن جميع الرجال يدينون باعتذار للنساء الذين يعيشون معهم |
Canının yandığının farkındayım, ama barışırken, her ikimizin de hata yaptığı varsayımıyla barıştık ve biz yeniden başlamaya hazırdık. | Open Subtitles | أدركِ أنّكِ مجروحة، لكن عندما عدنا سويا، عدنا استنادا على فرضية أن كلانا ارتكب أخطاء |
Yerbilimcilerin çoğu Wegener'in kıta kayması varsayımıyla alay etti. | Open Subtitles | سخرَ أكثر الجيولوجين من فرضية فيجنر للإنجراف القاري. |