Ve bu virüsü taşıyan bir sivrisinek tarafından ısırıldığınızı varsayalım. | TED | ودعنا نفترض أنك تعرضت للعض من قبل بعوضة حاملة للفيروس. |
Ama amacımızın piramidin tabanına yeni ekonomik faaliyet getirmek olduğunu varsayalım. | TED | لكن دعونا نفترض أن هدفنا هو أن نأتي بنشاط اقتصادي جديد لقاعدة الهرم. |
Şimdi, varsayalım ki, katil onun Bay Baxendale olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | والآن افترض ان القاتل لم يكن يعرف انه السيد باكسيندال |
Eğer... varsayalım ki, Doktor McKay kovanın alt-uzay iletişimini çalıştırabildi... ve durum size bildirildi. | Open Subtitles | نظريا إذا الدكتور مكاي استطاع تشغيل اتصالات البعيدة وأطلعوك على الموقف |
Hadi bir anlığına annemin beni gerçekten istediği bir dünyada olduğumu varsayalım. | Open Subtitles | دعنا نتظاهر للحظة أنّ هذا هو الكون الذي تُريدني أمّي فيها حولها. |
Son bir şey. varsayalım kazara yakalandın. Ne yaptın ki? | Open Subtitles | هناك شيء إفترض جدلاً أنك قبض عليك , فماذا فعلت ؟ |
İspanyolca öğrenmek istediğinizi varsayalım. | TED | حسنًا، فلنفترض أنك تريد تعلم الإسبانية. |
Bana gerçekte neler olduğunu anlattığınızı, benim de size aptallar dediğimi varsayalım. | Open Subtitles | حسناً , لنتظاهر بأنكما أخبرتموني بما يجري وأنا سميتكم يا رفاق بالغبيان |
Bu yaprakların yalnızca bir mikrometre hareket ettiğini varsayalım, ve bunun görüntümüzü yalnızca bir pikselin binde biri değiştirdiğini varsayalım. | TED | حسنا، لنقل بأن هذه الأوراق تحركت ميكروميترا واحدا ولنقل بأن ذلك سيحرك الصورة بمقدار واحد بالألف من البكسل |
varsayalım bu adamları üzerlerinde çok parayla | Open Subtitles | و على افتراض انه وجد جثث الرجال خارج ال باسو |
Hepsi iyi niyetli büyük insanlar olarak görünüyorlar-- böyle olduğunu varsayalım. | TED | كلهم يبدون أشخاص رائعين ذو نوايا طيبة دعنا نفترض ذلك. |
varsayalım çocuk gerçekten cinayeti işledi. | Open Subtitles | دعونا نفترض بأن الولد قد ارتكب جريمةالقتل حقاً. |
Bunun bir tuzak olduğunu varsayalım. | Open Subtitles | دعونا نفترض انه فخ ..سيتوقعوننا في المدينه الفضيه |
Bir cinayet için üç zanlı tutuklayıp hapse attığını varsayalım. | Open Subtitles | كيف تتعرف علي القاتل دعنا نفترض اننا سجنا ثلاثة اشخاص بتهمة القتل |
varsayalım ki iki iş arasında bir seçim yapmalısınız: bir yatırım bankeri veya grafik sanatçısı olabilirsiniz. | TED | افترض أنك تملك خيارًا بين وظيفتين: بإمكانك أن تكون مستثمرًا بنكيًا أو رسامًا. |
Evleneceğimizi falan söylemiyorum ama öyle varsayalım. | Open Subtitles | لا اقول اننا سنتزوج او شيئا ما و لكن نظريا |
Yaşayacağınızı varsayalım. Benimle iş yapmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | دعنا نتظاهر بأن لديك مستقبلاً ما رأيك بأن تشاركني العمل؟ |
varsayalım ki vuruldum. Liderliği kim üstlenecek? | Open Subtitles | إفترض أنك أصبت من الذي سيتولى إصدار الأوامر؟ |
Buraya ait olduğumuz için cehennemde olduğumuzu varsayalım. | Open Subtitles | فلنفترض أننا في الجحيم لأننا ننتمي إلى هنا |
Bu kutuyu da maç için iddiasına girdiğim elma sepeti olarak varsayalım. | Open Subtitles | لنتظاهر أن هذا الصندوق هو سلة التفاحات التي راهنت عليها في المباراة |
Konunun hatırına haklı olduğunu varsayalım. | Open Subtitles | إنها فقط مجرد نظريه و لكن من أجل إكمال الجدال لنقل أنك محق |
Şey, varsayalım ki, konuşmak istemiyorum? | Open Subtitles | ولكن ليس لدينا كل الإجابات على افتراض أنى لا أريد التحدث خوفاً من الجدل ؟ |
Koca kafalılık edip seni ve güvenini incittiğimi varsayalım. Arkadaşız. | Open Subtitles | ..حسناً ، افترضي انه يوجد فتحةً في رأسي لا تصدقكِ |
Sadece bir otobüsün olduğunu ve onu her daim gördüğünüzü varsayalım. | Open Subtitles | لنفترض أن هناك كان باص واحد وأنت يُمْكِنُ أَنْ تَراه دائماً |
Haklı olduğunu varsayalım. Yalan söylemediğini varsayalım. | Open Subtitles | حسناً، لنعتقد إنك على حق و إنك لا تكذب |
varsayalım birinin tanıdığım birine borcu var ve ödemiyor. | Open Subtitles | فلنقل أن أحدى ما يدين لي ببعض المال لحد ما وهو لا يدفع |
Çalıntı mal alıp satan birine satsam, ki bir tane bulabildiğimi varsayalım beni kazıklar, değerlerinin çok az bir kısmını alırım. | Open Subtitles | وإن بعتهم إلى مهرب بإفتراض أننى أستطعت الوصول إلى أحدهم سيسرقنى وسأحصل على جزء صغير من قيمتهم |
varsayalım demiştim. | Open Subtitles | لقد قلت أن هذا إفتراضاً. |