ويكيبيديا

    "varsayarsak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بإفتراض
        
    • بافتراض
        
    • افتراض
        
    • بفرض
        
    • افترضنا
        
    • إفتراض
        
    • لنفترض
        
    • فرض
        
    • لو إفترضنا
        
    • أفتراض
        
    • سأفترض
        
    • فرضًا
        
    • نظريا
        
    • وبإفتراض
        
    • وبافتراض
        
    Güneş ertesi sabahı aydınlattığı anda, elbette tüm geceyi burada geçirdiğinizi varsayarsak. Open Subtitles حالما تسطع الشمـس فى صباح الغد بإفتراض أنكم قضيتم الليل كله هنا
    Savaş alanında kendini savunmak zorunda kalacağını varsayarsak, buna var mısın? Open Subtitles بافتراض انك ستضطر الي الدفاع عن نفسك,هل أنت آهل لذلك ؟
    Tamir edebileceğimizi varsayarsak, Dünya'ya geri uçmak ne kadar sürecek? Open Subtitles على افتراض أننا أصلحناها كم يلزمنا من الوقت للعودة للأرض؟
    Diane'le bu iksiri alirsam, onu öpecegim ve bes dakika sonra hala asik oldugunu varsayarsak, 9 numara 8 numaraya üstün gelecek. Open Subtitles اذا اخت هذا العقار مع ديان اقبلها وبعد خمس دقائق بفرض انها لا تزال تحبك
    Aşağı yukarı eşimin eli boyutunda olduğunu varsayarsak, Baş parmağının birkaç ölçüsünü aldım, ve kafatasının boyutuna oranladım. TED وإذا افترضنا أنها تعادل تقريبا حجم يد زوجتي, وهكذا أخذت قياسات لحجم أظافرها و قارنتها بحجم الجمجمة,
    Her şeyin plana göre gittiğini varsayarsak, patojeni fırlatmak için hazırlaman ne kadar sürer? Open Subtitles على إفتراض أن كل شيئ سار حسب الخطة ما هو أقل وقت يمكنك فيه أن توفر كمية جيدة من المنتج ؟
    "Doğru insanlar" olduğumuzu varsayarsak "makul" fikriniz ne olur? Open Subtitles حسناً , لنفترض أننا الناس المناسبين ماذا تكون فكرتك عن الناس المناسبين ؟
    Hawai'ye gitmek istediğinizi varsayarsak, bu paketi alır mıydınız? TED بإفتراض أنك رغبت في الذهاب لهاواي، هل ستأخذ هذا العرض؟
    Umuyorum ki, bu hafıza sistemlerini tekrar başlatmaya yetecek kadar korumuştur, tabi böyle birşey olduğunu varsayarsak. Open Subtitles أنا آمل أن هذا كافي للحفاظ على أنظمة الذاكرة بإفتراض أنه كان لدية أية بادئة, بالطبع
    Muhtemelen bizim işimize yaramaz. Onlardan çalmayı düşündüğümüzü varsayarsak. Open Subtitles و ربما لن يعمل معنا هذا بإفتراض تفكيرنا فى سرقته
    Hamburger başına 4 tane olarak varsayarsak, 10 litre lazım. Open Subtitles بافتراض أربع حبات فول سوداني للطبق سيكون 37 قدما مكعبا
    Karanlık olduğunu varsayarsak 800 metre kadar demektir. TED بافتراض أنه مظلم، هذا يعني أن طوله نصف ميل.
    Hangisinin doğru olduğunu nereden bilebilirim, tabii birisinin doğru olduğunu varsayarsak? TED كيف سأعرف أيهما الصحيح، بافتراض أن أحدهم صحيح؟
    Parlak bir geleceğin var derdim tabi bir geleceğin olduğunu varsayarsak. Open Subtitles كنت سأقول أن أمامك مستقبل مشرق على افتراض أن لديك مستقبل
    Basit bir şey olduğunu varsayarsak panelinde en az 30 saniyeye ihtiyacım var. Open Subtitles وسوف احتاج إلى 30 ثانية على الأقل في اللوحة على افتراض أنه واضح وصريح
    Her zaman gittiği yerlerden birinde olduğunu varsayarsak bir saate dönerim. Open Subtitles يجب أن أعود في غضون ساعة، على افتراض أنه في واحدة من جلسات هنغوتس المعتادة له.
    Eğer bunların bir rolünün olduğunu varsayarsak sence onları kim oraya yerleştirdi? Open Subtitles بفرض أن هذا مرتبط بأي شيء من سيضعهم هنا؟
    Eğer gerçeği söylediğini varsayarsak, doğru söyleyenlerin kim olduğunu biliyor olurduk. TED إذا افترضنا أنها تقول الحقيقة، كنا سنعرف هوية راويي الحقيقة.
    Öpüştüğünüzü de varsayarsak virüs sana geçip omuriliğine bulaşmış ve felce neden olmuş olabilir. Open Subtitles على إفتراض أنّكما تتبادلان القبل فبوسع الفيروس الإنتقال وإصابة عمودكَ الفقريّ مسبباً حالة الشلل
    Dediğinin doğru olduğunu varsayarsak bunu telefonda konulabilirdik. Open Subtitles لنفترض أنّ ما تقوله صحيح، إذن لكان بإمكاننا إجراء هذه المُحادثة على الهاتف.
    Canlı olduklarını varsayarsak zanlı onları nasıl kontrol altında tutuyor? Open Subtitles على فرض انهم احياء كيف يستطيع هذا الجاني السيطرة عليهم؟
    Hesapların sizin adınıza olduğunu varsayarsak. Open Subtitles أيوة، هنعمل كدة لو إفترضنا إن الحساب بإسمك
    Yani genel kanının bu olduğunu varsayarsak yeni cüceler nasıl oluyor peki? Open Subtitles أنها مثيرة للإشمئزاز. إذاً، على أفتراض أن هذا هو الرأي الشائع. كيف الأقزام ينجبون الأطفال بالضبط؟
    ADP'nin uzak duracağını varsayarsak 15 hesap kaybedildi. Open Subtitles لذا سأفترض أن شركته ليست معنا 15حساب قد خسرناه أكبرثلاثة
    Beni keklemediğini varsayarsak platini bozduracak bir sürü başka yer vardır. - Neredeler o zaman? Open Subtitles فرضًا أنّكَ لا تتلاعب بي، ثمّ أمكان مُحدّدة يُمكنه بيع البلاتين فيها.
    Yani varsayarsak, bizim geçit odasına geçmemize izin verebilir. Open Subtitles ثم أعنى ، أننى أستطيع ، نظريا أن أقوم بإدخالكم إلى غرفة البوابة
    Haklı olduğunu varsayarsak Olivia yani kendini yeniden pigmentize ediyorsa... Open Subtitles رجلنا يفعل لنفسه و "وبإفتراض أنك محقةٌ يا "أوليفيا ....
    Onların ekipmanlarının geldiğini varsayarsak.., ...tamam olabiliriz. Open Subtitles وبافتراض أنهم سيحضرون المعدات ربما نكون على مايرام

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد