vatandaş olarak, böyle bir suçu araştırmak görevin değil mi? | Open Subtitles | كمواطن أليس من حقك أن تحقق في مثل هذه الجرائم؟ |
vatandaş olarak taşıdığım sorumluluklar insan öldürmeyi içermiyor | Open Subtitles | مسؤولياتي كمواطن لا تُتضمّنْ أن أقتل من أجل ذلك |
Onu başka hayatlara imrenmeyen, yararlı, kendi kişiliğinde bir vatandaş olarak... topluma kazandıracağımı umuyorum. | Open Subtitles | أتمنى بكل أمانة أن يعود للمجتمع.. كمواطن متزن مفيد من دون أي غموض حول حياته |
Ama çöplüğün bir yere yapılması gerekliydi ve vatandaş olarak sorumlulukları vardı. | TED | ولكن يجب التخلص منها في مكانٍ ما وكان لديهم شعور بالمسؤولية كمواطنين. |
Amerikalı başka hiçbir grup vatandaş olarak tanınmak için bir göçmen gibi davranmak zorunda kalmadı. | TED | لا توجد أي مجموعة أخرى من الأمريكيين اضطرت للتصرف كمهاجرين من أجل أن يتم الاعتراف بهم كمواطنين. |
Yardım etmeye çalışıyorum. Lütfen vatandaş olarak kalmama izin ver. | Open Subtitles | ..انني فقط احاول مساعدتك حتي تسمح لي للبقاء كمواطنة |
Kalmak istiyorsan, kal. Ama sade vatandaş olarak. Rozetini ve silahını ver. | Open Subtitles | لكن كمواطنه اعيدي شارتك وسلاحك |
Marion gibi bir gladyatör kampında 3 yıI... Örnek vatandaş olarak çıkacaktı yani? | Open Subtitles | بقي ثلاث سنوات في (ماريون) مخيم للمقاتلين تتوقع منه أن يعود مواطناً مثالياً |
Hugh Benny serkeş hayatını değiştirip... iyi bir vatandaş olarak yeniden doğdu. | Open Subtitles | هيو بيني قام باصلاح حياته المعوجة وأصبح مواطنا صالحا من جديد |
Başkan Carter, ayrıcalıklı bir vatandaş olarak Pyongyang'a uçtu Kuzey Kore lideri Kim Il Sung ile görüştü ve askeri harekatı önleyen bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | كمواطن خاص سافر الرئيس جيمى كارتر الى بيونج يانج اجتمع بقائد كوريا الشمالية كيم ال سونج وعقد صفقة تفادت العمل العسكرى |
Ama öncelikle bir doktor olarak ve ikinci olarak vatandaş olarak ve sonunda üçüncü olarak hasta olarak Fransa'da olduğum için çok mutluyum. | Open Subtitles | لكن كطبيب أولاً كمواطن ثانية وفي النهاية كمريض ثالثاً |
Ben artık değiştim ve düzgün bir vatandaş olarak topluma yeniden girmeye hazırım. | Open Subtitles | وعلى أتم استعداد للاندماج في المجتمع كمواطن رصين |
Yapman gereken de bu zaten. Bir vatandaş olarak görevin bu. | Open Subtitles | يجب أن تفعل ذلك على أيّ حال إنّه واجبكَ كمواطن |
Topluma sorun çıkarmayacak ve meşru bir vatandaş olarak yaşayacağım. | Open Subtitles | لن أكون شخص ضار للمجتمع سأعيش كمواطن ملتزم |
vatandaş olarak çözülebilir, vatandaş olarak, TEDandaş olarak. | TED | أنها قابلة للحل بالتصرف كمواطنين، بالتصرف كمواطنين, بالتصرف كاعضاء `تيد` |
Bu vatandaş olarak görevimizdi. Bu hükümetin istediği bir şey. | Open Subtitles | هذا واجبنا كمواطنين هذه شىء تريده الحكومة |
Mantıksız yada değil, bizim bir vatandaş olarak tapınağa ve dövüşçülerine ikramda bulunmamız lazım. | Open Subtitles | هراء أو لا، إنه جيد لنا كمواطنين هنا لنقدم شيئاً للمعبد و مقاتليه |
Bugün buraya, sıradan, orta gelirli bir vatandaş olarak geldiniz ama içinizden birisi, benim kadar zengin olarak ayrılabilir buradan. | Open Subtitles | لقد أتيتم هنا اليوم كمواطنين عاديين، متوسطين، لكن واحد منكم قد يغادر من هنا غنيٌ مثلي. |
Profesyonel olarak sizinle çalışma fırsatı bulamasam da bir vatandaş olarak sizin bir şekilde müşteriniz oldum. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك لم أتعامل معكم بطريقة إحترافيه وبصفتي كمواطنة خاصه وشخصيا سوف أساند كل شخص منكم في مؤسساتكم |
Kalmak istiyorsan, kal. Ama sade vatandaş olarak. | Open Subtitles | لكن كمواطنه اعيدي شارتك وسلاحك |
Marion gibi bir gladyatör kampında 3 yıl... Örnek vatandaş olarak mı çıkacaktı yani? | Open Subtitles | بقي ثلاث سنوات في (ماريون) مخيم للمقاتلين تتوقع منه أن يعود مواطناً مثالياً |
İyi bir vatandaş olarak yeniden doğdu. | Open Subtitles | وأصبح مواطنا صالحا من جديد |