Büyü, karanlık, tehlikeli ve ölümcül olabilir ama düz ve dar bir yolda yürüyorsanız kalbinizi temiz tutun ve bütün her şeyi. | Open Subtitles | السحر ممكن أن يكون أسود خطير، ومميت لكن إذا استخدمته بطريقة محدودة وبنية صافية وكل هذه الأشياء |
Son derece bulaşıcı ve ölümcül bir bakteri tarafından hasta edildiğinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنك أصبت بإلتهاب سحائي شديد معدي ومميت |
Bu senaryoda nadir ve ölümcül bir hastalık için yeni ilaç test edilmiştir. | TED | في هذا السيناريو، تختبر إحدى الدراسات عقارًا جديدًا لمرض نادر وقاتل. |
Yüce Tanrım, Lütfen Homer'ın darbesini ani ve ölümcül olarak çok az acılı yap. | Open Subtitles | يا إلهي أرجوك أجعل ضربه دقيق وقاتل بأقل ألم |
Casey Rance, ambulansı garip ve ölümcül bir kaza geçirmeden önce bölgedeki bir hastaneye götürülüyordu. | Open Subtitles | بعد حادث تحطم سيارة إسعاف قاتل حيث كان يتم نقل كيسي رانس إلى مستشفى محلي عندما تعرضت سيارة الإسعاف لحادث غريب و قاتل |
Zehirli ve ölümcül gerçeğine dayanabilirsiniz diye düşünmüştüm . | Open Subtitles | أعتقد أنكم علقتم على فكرة سام و قاتل. |
Uzun süreli amyant lifi teneffüsü malign akciger kanseri, mezotelyom ve asbest hastaligi gibi ciddi ve ölümcül rahatsizliklara yol açabilir. | Open Subtitles | إستنشاق ألياف الأسبست لمدة طويلة يمكن أن يسبب أمراض قاتلة وخطرة. تشمل: |
Kimden etkileneceğimi ben seçemem ya. Seksi, keskin ve ölümcül olanlar olsa da. | Open Subtitles | لا حيلة بيدي تجاه امرأة انجذبت لها حتى إن كانت مثيرة وعنفوانية ومميتة |
Kobra gibisin, çevik ve ölümcül. | Open Subtitles | أنتِ كالكوبرا... سريعة و قاتلة. |
Ur habis ve ölümcül. | Open Subtitles | انه السرطان و فى مرحلة متأخرة |
İnsanlar; görünmez, kokusuz ve ölümcül bir tehdidi yok sayamazlar. | Open Subtitles | فالناس ستتردد كثيراً قبل أن تتجاهل تهديداً خفي, عديم الرائحة ومميت |
Görünüşe göre Los Angeles'ta oldukça bulaşıcı ve ölümcül bir virüs bulaşmış bir ceset bulmuşlar. | Open Subtitles | يبدو أنهم وجدوا جثة هنا فى "لوس أنجلوس" مصابة بفيروس معدى ومميت جداً |
Tehlikeli ve ölümcül olabilir veya mistik ve güzel. | Open Subtitles | قد يكون خطير ومميت او غامض وجميل |
Son yıllarda, tuhaf ve ölümcül bir mantar hastalığı amfibyumlar arasında yayılmaya başladı. | Open Subtitles | ففى السنوات الأخيره ظهر مرض فطرى غريب وقاتل بدأ ينتـشر بينهم |
- Çok genç ve ölümcül. - Al şunu üstümden! | Open Subtitles | صغير جدا، وقاتل جدا خذه عني |
- İnsan. NARVIK-A türünün sebep olduğu uzun süreli ve ölümcül doku ölümlerinden muzdaripler. | Open Subtitles | البشر عانوا من تحطم خلوي مطوّل و قاتل... |
- Utangaç, bakımlı ve ölümcül. | Open Subtitles | نعم, خجول, أعزب, و قاتل |
Uzun süreli amyant lifi teneffüsü malign akciğer kanseri, mezotelyom ve asbest hastalığı gibi ciddi ve ölümcül rahatsızlıklara yol açabilir. | Open Subtitles | إستنشاق ألياف الأسبست لمدة طويلة يمكن أن يسبب أمراض قاتلة وخطرة. تشمل: |
Halkın gözünde alet tehlikeli ve ölümcül. | Open Subtitles | ومن عيون الرأي العام هذه ماكينة غير آمنة ومميتة |
Aromalı , zehirli ve ölümcül. | Open Subtitles | له رائحة عطرية، سامة و قاتلة! |