Umutla bir gün herkes için özgürlük ve adaletin bulunduğu bir dünyada gerçekten yaşayabiliriz. | Open Subtitles | مع الأمل أن يوما ما قد نعيش حقا في عالم من الحرية والعدالة للجميع |
Doğrunun ve adaletin galip geleceğini gösterbilmeniz için bir fırsatı! | Open Subtitles | الفرصة لأثبات أن الحقيقة والعدالة تسود هُنا. |
Gerçek için mücadele edilmesi ve adaletin talep edilmesi gerektiğini anladım. | Open Subtitles | فهمت أنه يجب القتال لأجل الحقيقة والعدالة يجب أن تُطلب. |
Ama doğruluk ve adaletin menfaatine olacaksa tanıklık yapacağım. | Open Subtitles | و لكن إذا كان الإهتمام بالحق و العدالة سوف يخدم |
ve adaletin parıldayan ışığını her karanlık köşeye ulaştırmak için planlar yaparken de gerçekten ihtiyacım olan şey, bir işti ve durum pek iyi değildi, çünkü Memphis'te çok fazla avukat vardı. | Open Subtitles | كي استطيع دفع الرسوم وبينما ما تزال لدي خططي لإضاءة شعلة العدالة |
- Size havlu vereyim. ...bağımsızlık, Özgürlük ve adaletin... | Open Subtitles | انتظر ، ساجلب لك منشفه الحرية والعدالة والحرية... |
Bunlar, özgürlük ve adaletin savunucusu olanların suçlu düşmanlığı kışkırtan ve demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışanların kurban gösterildiği tuhaf zamanlardır. | Open Subtitles | إنه لزمن عجيب عندما تتهمون من دافع عن الحرية والعدالة بالاجرام، بينما تعاملون من يدعو إلى الكراهية ويسعى إلى تدمير الديمقراطية كأنه الضحية. |
Bu bana bir avukatın yapabileceğimi söylediği bir şey değil ama insanlığın, mantığın ve adaletin yapmam gerektiğini söylediği şey. | Open Subtitles | إنهُ ليس ما يُخبرني بهِ مُحامياً لأفعلهُ ،لكن... . الإنسانية، والمنطق، والعدالة تدفعني لفعل ذلك. |
Bu, bir avukatın bana yapmak zorunda olduğumu söylediği bir şey değil insanlığın, mantığın ve adaletin yapmam gerektiğini söylediği bir şey. | Open Subtitles | إنهُ ليس ما يُخبرني بهِ مُحامياً لأفعله... . لكنهاالإنسانية،والمنطق، والعدالة تدفعني لفعل ذلك. |
O hak ve adaletin olduğu yeni bir çağ getirecek. | Open Subtitles | سيجلب عهداً جديداً من الصلاح والعدالة |
Üstündeki Jedi giysisi. Galaksideki barış ve adaletin koruyucuları yani. | Open Subtitles | حراس السلام والعدالة في المجرة |
Bay Luthor gerçek ve adaletin sadık bir takipçisiydi. | Open Subtitles | السيد (لوثر) مؤمن قوي بالحقيقة والعدالة. |
İmparatorluğun Adalet Bakanı, 22.2.1942 tarihli kararıyla affetme hakkını kullanmama kararı aldı ve adaletin verilen karara göre yerine getirilmesinin yolunu açtı. | Open Subtitles | وزير العدل قرر في مرسوم 22 فبراير 1943 انه لن يمنح العفو لكن ترك العدالة تأخذ مجراها |
Bu, aynı zamanda, sizi kanıt bulundurmak, ve adaletin işleyişine engel olmak suçlamalarıyla karşı karşıya bırakıyor, avukat hanım. | Open Subtitles | فإنه يضع لك أيضا في حوزة أدلة مادية , وإعاقة العدالة تهمة , مستشار. |
Çok eski zamanlardan bu yana, Yeşil Fener Birliği evrenin her yerinde barışın, düzenin ve adaletin koruyucuları oldular. | Open Subtitles | منذ زمن سحيق واتحاد الفوانيس الخضر يعمل في حفظ السلام وبسط العدالة بالكون. |
Çok eski zamanlardan bu yana, Yeşil Fener Birliği evrenin her yerinde barışın, düzenin ve adaletin koruyucuları oldular. | Open Subtitles | منذ زمن سحيق واتحاد الفوانيس الخضر يعمل في حفظ السلام وبسط العدالة بالكون. |