Diğer bir deyişle güvenli ve adil bir dünya yaratabiliriz. | TED | وبعبارة أخرى، يمكننا بناء عالم آمن وعادل. |
Kendimi akıllı, geniş fikirli ve adil biri olarak görürdüm. | Open Subtitles | لقد رأيت بنفسى شخص حكيم وواسع الأفق وعادل |
Sizi temin ederim, bu, temiz ve adil bir açık arttırma. | Open Subtitles | بإمكاني أن أؤكّد لكم أنّ هذا مزاد سليم ونزيه. |
Aslında, gazozu kimin getireceğine karar vermemiz için komik ve adil bir fikrim var. | Open Subtitles | بالإضافة أعتقد بأنني أملك طريقة ممتعة و عادلة لتحديد أي منا سيقوم بإحضارها |
Birbirimize meydan okuyacağız... açık ve adil olarak. | Open Subtitles | سنتحدي بعضنا بشكل مفتوح وبكل عدل |
Şimdiden, dürüstlüğüm ve adil davranışlarım sayesinde ünlendim. | Open Subtitles | الأن لدى سمعة . جيدة عن الامانة والعدل فى المعاملات |
Eğitim herkesin başarması için eşit ve adil şans yaratır. | TED | يخلق التعليم فرصة متكافئة وعادلة أمام الجميع ليغتنموها. |
Bence çok ileri görüşlü ve adil bir teklif. | Open Subtitles | اعتقد انه راقي ومنصف |
Halka açık bir yerde buluşacağız ve adil bir takas yapacağız. | Open Subtitles | نتقابل خارجا أمام الملأ تبادل عادِل. |
Toprağın derinliklerinde gömülü sonsuz mutluluğa ulaşabilir, ve adil ve beklenmeyen bir kaynağa dönüştürebilir. | TED | ويمكن أن تصل إلى ألفيات ادفنت ، وتعيدهم في إنصاف غير متوقع |
Bu bizim saf ve adil dünyamız. | Open Subtitles | وبدون بالغين هنا لابتزازنا. هذا هو عالَمنا, نقيٌّ وعادل. |
Adı çoktan yitip gitmiş bir ülkenin çok sevilen bilge ve adil bir kralı varmış. | Open Subtitles | أصبح اسمها طي النسيان كان يحكمها ملك حكيم وعادل و قد أحبه الجميع بشدة |
Petrol alanlarını geliştirmeye devam etmeden önce hükümetim tam ve adil bir Birleşmiş Milletler araştırması için ısrar edecek. | Open Subtitles | حكومتي سوف تصر على تحقيق كامل وعادل من قبل الأمم المتحدة قبل أن نستأنف تطوير حقول النفط |
Bilirsin işte, düşünceli, aklı başında ve adil. Evet, adil olmalı. | Open Subtitles | ومتوازن وعادل ، يجب أن يكون عادلًا |
Yaşanan tüm sorunlara rağmen bu seçimin, tarihi olarak serbest ve adil olarak gerçekleştirildi. | Open Subtitles | على الرغم من المشاكل هذا الإقتراع التاريخي من المتوقّع أن يكون حرًّا ونزيه |
Şimdi söz veriyorum, hak yerini hızlı ve adil olarak bulacak. | Open Subtitles | الآن، اوعدكم ان العدالة ستكون خفيفة و عادلة |
Benim ikna olma nedenim de şu; ihtiyacımız olan güvenin inşasına iştirak etmek için, toplumumuzun en iyisini almak için gerçek ve adil rekabet hayati öneme haizdir, ve bu kurallarımızı uygulayarak başlar, aslında sadece pazarı herkes için çalışır hale getirerek başlar. | TED | لهذا أنا متيقنة أن وجود منافسة حقيقية و عادلة ممكن أن تلعب دوراً حيوياً لبناء الثقة التي نحتاجها لكي تعطي مجتمعاتنا أحسن ما لديها و هذا يبدأ بتطبيق القواعد فقط لجعل السوق يعمل لصالح الكل |
Açık ve adil. | Open Subtitles | بشكل مفتوح وبكل عدل |
Açık ve adil. | Open Subtitles | بشكل مفتوح وبكل عدل |
Şimdiden, dürüstlüğüm ve adil davranışlarım sayesinde ünlendim. | Open Subtitles | الأن لدى سمعة . جيدة عن الامانة والعدل فى المعاملات |
Bir daha özgür ve adil bir seçim yapmanın mümkün olup olmadığı konusu. | TED | هذا حول ما إذا كان هناك إمكانية في امتلاك أي إنتخابات حرة وعادلة بعد الآن |
İyi ve adil bir adamdır. | Open Subtitles | إنّه رجل طيّب رجلٌ عادِل |
Böylece sokakları daha güvenli yapabilecek hapishane maliyetlerini düşürecek ve sistemimizi daha dürüst ve adil yapabileceğiz. | TED | إنها الطريقة التي يمكننا بها جعل شوارعنا أكثر أماناً، و يمكننا تقليل تكلفة السجون، و يمكننا جعل نظامنا أكثر إنصاف بكثير و عدالة. |