Temelde aşk ve arkadaşlık aynıdır. | Open Subtitles | في الأساس، الحبّ والصداقة هما الشيء ذاته. |
Güvenle işlenmiş bir ilişki ve arkadaşlık. | Open Subtitles | رباط الثقة والصداقة. أليس كذلك؟ |
Tamam, fedakarlık ve arkadaşlık hakkındaki bu güzel filme daldığım için özür dilerim. | Open Subtitles | انا آسف لاني ادمعت من فلم جميل عن التضحية والصداقة. -فأنا اعتذر |
Dünya barışı ve arkadaşlık bilezikleri, sanırım. | Open Subtitles | منظمة السلام والصداقه العالميه على ما اعتقد |
Böyle iki kuvvetli şampiyonun güçlü bir aile ve arkadaşlık bağıyla birleşmesiyle küçük hastanemiz kesinlikle büyüyüp gelişecek. | Open Subtitles | مستشفانا الصغير سينمو ويزدهر. مع اثنتين من الأبطال المتحدين... بأقوى الروابط على الأطلاق العائله والصداقه. |
Bildiğiniz üzere her yıl öğretmen ve öğrencilerden oluşan bir jüri ders, spor ve arkadaşlık ilişkileriyle öne çıkan bir öğrenciyi seçiyor. | Open Subtitles | وكما تعلمون، ففي كلّ سنة تتشكّل لجنة التحكيم من الطلاب والمعلمين لاختيار الطالب الذي تميّز في الدراسة والرياضة والصداقة .. |
İyi niyet ve arkadaşlık göstergesi olarak bir hediye. | Open Subtitles | عرض لإثبات حسن النية والصداقة |
Doğunun ve Batının orduları Almanya'da buluştuğunda bir anlığına sıcaklık ve arkadaşlık hâkim oldu. | Open Subtitles | عندما تقابلت جيوش الشرق ... (والغرب فى قلب (ألمانيا كان هناك لحظات ... قصيرة من الود والصداقة |
Her zaman sevgi ve arkadaşlık arayan bir adam. | Open Subtitles | هو رجل دائما يبحث عن الحب والصداقه |